Translation of "Adamdı" in English

0.012 sec.

Examples of using "Adamdı" in a sentence and their english translations:

- Tom harika bir adamdı.
- Tom çok baba adamdı.
- Tom çok kral adamdı.

Tom was a great guy.

- Tom olağanüstü bir adamdı.
- Tom sıradışı bir adamdı.

Tom was an extraordinary man.

Babam güçlü bir adamdı.

My father used to be a strong man.

O, sakin bir adamdı.

He used to be a quiet man.

O sadece bir adamdı.

He was the only man.

O dürüst bir adamdı.

He was an honest man.

O harika bir adamdı.

He was a wonderful man.

Tom hoş bir adamdı.

Tom was a nice man.

Tom iyi bir adamdı.

Tom was a good man.

Tom sınıftaki tek adamdı.

Tom was the only guy in the class.

O görkemli bir adamdı.

He was a stately man.

Tom açgözlü bir adamdı.

Tom was a greedy man.

O yakışıklı bir adamdı.

He was a good-looking guy.

Tom büyük bir adamdı.

Tom was a big man.

Tom kötü bir adamdı.

Tom was a bad person.

Tom kibar bir adamdı.

Tom was a nice guy.

O acımasız bir adamdı.

He was a cruel man.

Tom yardımsever bir adamdı.

Tom was a helpful guy.

Tom odadaki tek adamdı.

Tom was the only man in the room.

Tom güçlü bir adamdı.

Tom was a strong man.

Jackson, kaba bir adamdı.

Jackson was a rough man.

Smith dürüst bir adamdı.

Smith was an honest man.

Adams, akıllı bir adamdı.

Adams was an intelligent man.

Tom dürüst bir adamdı.

Tom was an honest man.

Tom harika bir adamdı.

Tom was a wonderful man.

Babam sert bir adamdı.

My dad was a hard man.

Tom ciddi bir adamdı.

Tom was a serious guy.

Tom en iyi adamdı.

Tom was the best man.

Tom kaba bir adamdı.

Tom was a rough man.

Tom zalim bir adamdı.

Tom was a cruel man.

Sami şanslı bir adamdı.

Sami was a lucky man.

Sami inanılmaz bir adamdı.

Sami was an amazing man.

Sami becerikli bir adamdı.

Sami was a resourceful guy.

Sami merhametsiz bir adamdı.

Sami was a man without compassion.

Sami çılgın bir adamdı.

Sami was a mad man.

Sami korkak bir adamdı.

Sami was a scared man.

Sami yaşlı bir adamdı.

Sami was an old man.

Sami arka plandaki adamdı.

Sami was the background man.

- Sami çok duyarlı bir adamdı.
- Sami çok cana yakın bir adamdı.

Sami was a very affable guy.

Ama arka bahçemizde kötü adamdı.

but in my backyard, he was a villain.

Hideyo Noguchi harika bir adamdı.

Hideyo Noguchi was a great man.

O, tatsız yaşlı bir adamdı.

He was a disagreeable old man.

İş için görüştüğüm ilk adamdı.

He was the first man I interviewed for the job.

O uzun boylu bir adamdı.

He was a tall man.

Tom çok komik bir adamdı.

Tom was a very funny man.

Tom düğünümdeki en iyi adamdı.

Tom was the best man at my wedding.

Bay Gray ilk gelen adamdı.

- Mr Gray was the first man that arrived.
- Mr. Gray was the first man that arrived.

Tom iyi kalpli bir adamdı.

Tom was a good-hearted guy.

Tom'un babası acımasız bir adamdı.

Tom's father was a cruel man.

Tom kiliseye giden bir adamdı.

Tom was a church-going man.

Kasiyer çok dürüst bir adamdı.

The cashier was a very honest man.

O onun için mükemmel adamdı.

He was the perfect man for her.

Tom gerçekten şirin bir adamdı.

Tom was a really nice guy.

Tom çok kibar bir adamdı.

Tom was a very nice man.

Tom çok iyi bir adamdı.

Tom was a very good man.

Tom oldukça yakışıklı bir adamdı.

Tom was a pretty handsome guy.

O büyük, ağır bir adamdı.

He was a big, heavy man.

O ne tür bir adamdı ?

What kind of man was he?

O oldukça yetenekli bir adamdı.

He was an extremely able man.

Douglas, kısa, ağır bir adamdı.

Douglas was a short, heavy man.

Warren Harding dürüst bir adamdı.

Warren Harding was an honest man.

Alexander Hamilton gururlu bir adamdı.

Alexander Hamilton was a proud man.

Tom kesinlikle hoş bir adamdı.

Tom certainly was a nice guy.

Tom gerçekten kibar bir adamdı.

Tom really was a kind man.

Tom gerçekten harika bir adamdı.

Tom was really a wonderful man.

Tom gerçekten iyi bir adamdı.

Tom was a real good guy.

Fadıl karmaşık geçmişli bir adamdı.

Fadil was a man with a complicated past.

Sami çok çalışkan biri adamdı.

Sami was a very hard-working guy.

Sami çok çekici bir adamdı.

Sami was a very attractive man.

Sami'nin babası sert bir adamdı.

Sami's father was a violent man.

Önceden o başarılı bir adamdı.

Previously, he was a successful man.

üstelik normal hayatında soğuk bir adamdı

moreover he was a cold man in his normal life

Tom meşgul bir adamdı gibi görünüyor.

It looks like Tom's been a busy man.

O, ortalama boyu olan bir adamdı.

He was a man of average height.

O zamanlar adamlar adam gibi adamdı.

Men were men back then.

Tom yakışıklı ve kibar bir adamdı.

Tom was a handsome and kind man.

Dan son derece sert bir adamdı.

Dan was an extremely violent man.

Onların istediği onun gibi bir adamdı.

What they wanted was a man like himself.

O uzun boylu, zayıf bir adamdı.

He was a tall, thin man.

O, tarihte bunu yapan ilk adamdı.

He was the first man in history to do this.

Biddle son derece akıllı bir adamdı.

Biddle was an extremely intelligent man.

O yaklaşık elli yaşında bir adamdı.

He was a man who was about fifty years of age.

Sami çok arkadaş canlısı bir adamdı.

Sami was a very friendly guy.

Sami gelmiş geçmiş en kibar adamdı.

Sami was the nicest man ever.

Kızı doğmadan önce kötü bir adamdı.

He was a mean man before his daughter was born.

Bu adam çok kitap okuyan bir adamdı.

This man was reading a lot of books.

O, kışın Fuji Dağına tırmanan ilk adamdı.

- He was the first man to climb Mt. Fuji in winter.
- He was the first man to climb Mt. Fuji in the winter.

O, Küçük John adında büyük bir adamdı.

He was a big man called Little John.

Bildiğim kadarıyla, Bay Smith mütevazı bir adamdı.

As far as I know, Mr. Smith was a modest man.

Kalın gözlükleri olan biraz yaşlı bir adamdı.

He was a little old man with thick glasses.

Tom hayattan bıkmış sert yaşlı bir adamdı.

Tom was a bitter old man who was sick of life.