Translation of "Açıklayabilirim" in English

0.016 sec.

Examples of using "Açıklayabilirim" in a sentence and their english translations:

Açıklayabilirim.

I can explain.

- Balım, açıklayabilirim.
- Tatlım, açıklayabilirim.

Honey, I can explain.

Bak, açıklayabilirim.

Look, I can explain.

Onu açıklayabilirim.

I can explain that.

Bunu açıklayabilirim.

I can explain this.

Durumu açıklayabilirim.

I can explain everything.

Size şöyle açıklayabilirim;

and one that I will clarify for you,

Bunu nasıl açıklayabilirim?

How can I explain this?

Bunu şimdi açıklayabilirim.

I can't explain it now.

Sanırım bunu açıklayabilirim.

I think I can explain this.

Bak, bunu açıklayabilirim.

Look, I can explain this.

Onun hepsini açıklayabilirim.

I can explain it all.

Mary, dur. Açıklayabilirim.

Mary, stop. I can explain.

Ben bunu açıklayabilirim.

I can explain it.

Bunu size şöyle açıklayabilirim:

To put that in context for you,

Ben her şeyi açıklayabilirim.

I can explain everything.

Sanırım ne olduğunu açıklayabilirim.

I think I can explain what's going on.

Ne olduğunu açıklayabilirim sanırım.

I think I can explain what happened.

Sana her şeyi açıklayabilirim.

I can explain everything to you.

Sanırım sorunun ne olduğunu açıklayabilirim.

I think I can explain what the problem is.

Neden ona ihtiyacım olduğunu açıklayabilirim.

I can explain why I needed it.

Buna neden ihtiyaç duyduğumu açıklayabilirim.

I can explain why I need it.

"Açıklayabilirim." "Peki, açıkla o zaman."

"I can explain." "Well, explain then."

"Ben onu açıklayabilirim." "Hiçbir açıklama yok."

"I can explain it." "There's no explanation."

Konuşmama izin verirsen, her şeyi açıklayabilirim.

If you allow me to speak, I'll be able to explain everything.

Onu Tom’un bile anlayabileceği biçimde açıklayabilirim.

- I think I can explain that so that even Tom can understand.
- I think I can explain that so even Tom can understand.

Konuşmam için izin verirseniz, her şeyi açıklayabilirim.

If you permit me to speak, I can explain everything.

Bana bana izin verirsen onu sana açıklayabilirim.

I can explain it to you if you let me.

Bunu Tom'un bile anlayabileceği şekilde nasıl açıklayabilirim?

How can I explain this in a way that even Tom would understand?

Size bunu açıklayabilirim ama sizin için bunu anlayamam!

I can explain it to you, but I can't understand it for you!

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.

I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.