Translation of "şaşırmadı" in English

0.083 sec.

Examples of using "şaşırmadı" in a sentence and their english translations:

Tom şaşırmadı.

Tom wasn't surprised.

Hiç şaşırmadı.

He wasn't surprised at all.

Tom hiç şaşırmadı.

Tom wasn't surprised at all.

Tom hebere şaşırmadı.

Tom wasn't surprised by the news.

Neden kimse şaşırmadı?

- Why is anybody surprised?
- Why is anyone surprised?

Hiç kimse şaşırmadı.

No one was surprised.

Tom şaşırmadı bile.

Tom wasn't even surprised.

O hiç şaşırmadı.

She wasn't surprised at all.

Tom çok şaşırmadı.

Tom wasn't very surprised.

Tom Mary'nin yaptıklarına şaşırmadı.

Tom wasn't surprised by what Mary did.

Tom bizi gördüğüne şaşırmadı.

Tom wasn't surprised to see us.

Tom beni gördüğüne şaşırmadı.

Tom wasn't surprised to see me.

Tom, Mary geldiğinde şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary showed up.
- Tom wasn't surprised Mary showed up.

- Tom Mary'nin orada olduğuna şaşırmadı.
- Tom, Mary'nin orada olmasına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary was there.
- Tom wasn't surprised Mary was there.
- Tom was not surprised that Mary was there.

O, onun yeteneğine hiç şaşırmadı.

He was not at all surprised at her ability.

Tom Mary'yi orada gördüğüne şaşırmadı.

Tom wasn't surprised to see Mary there.

Tom Mary'nin evlendiğini duyduğuna şaşırmadı.

Tom wasn't surprised to hear that Mary had gotten married.

Tom Mary'nin geç kalmasına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary was late.
- Tom wasn't surprised Mary was late.

Tom Mary'nin John'u sevmediğine şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary didn't like John.
- Tom wasn't surprised Mary didn't like John.

Tom Mary'yi John'la gördüğüne şaşırmadı.

Tom wasn't surprised to see Mary with John.

Mary erken geldiğinde Tom şaşırmadı.

Tom wasn't surprised when Mary showed up early.

Tom Mary'yi gördüğüne tamamen şaşırmadı.

Tom wasn't entirely surprised to see Mary.

Tom, Mary'nin zamanında olmamasına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary wasn't on time.
- Tom wasn't surprised Mary wasn't on time.

Tom Mary'nin bunu yaptığında şaşırmadı.

Tom wasn't surprised when Mary did that.

Tom, Mary'nin yarışmayı kazandığına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary won the contest.
- Tom wasn't surprised Mary won the contest.

Tom Mary'nin davranışına biraz şaşırmadı.

Tom wasn't a bit surprised by Mary's behavior.

Tom Mary'nin bunu yapabildiğine şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary could do that.
- Tom wasn't surprised Mary could do that.

Tom, Mary onu öptüğünde şaşırmadı.

Tom wasn't surprised when Mary kissed him.

Tom şaşırdı ama Mary şaşırmadı.

Tom was puzzled, but Mary wasn't.

Tom şaşırmadı ama Mary şaşırdı.

Tom wasn't shocked, but Mary was.

- Tom Mary'nin korktuğuna şaşırmadı.
- Tom Mary'nin korktuğuna şaşırmış değildi.
- Tom, Meryem'in korkmasına şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary was afraid.
- Tom wasn't surprised Mary was afraid.

Tom kayıp çocuğu bulduğu yere şaşırmadı.

Tom wasn't surprised where he found the lost child.

Tom Mary'nin ondan boşanmak istemesine şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary was asking him for a divorce.
- Tom wasn't surprised Mary was asking him for a divorce.

Tom, partinin nerede olacağını söylediğimde şaşırmadı.

Tom didn't seem surprised when I told him where the party was going to be.

Tom, ne yaptığımı ona söylediğimde şaşırmadı.

Tom wasn't surprised when I told him what I'd done.

Tom Mary'nin onun partisine geldiğine şaşırmadı.

Tom wasn't surprised when Mary showed up at his party.

Tom Mary hâlâ ayakta olduğu için şaşırmadı.

- Tom wasn't surprised that Mary was still up.
- Tom wasn't surprised Mary was still up.

Sami'nin avukatı, jüri onu suçsuz bulduğunda şaşırmadı.

Sami's lawyer was not surprised when the jury found him not guilty.

Tom, Mary'nin ne kadar iyi yüzebildiğine biraz şaşırmadı.

Tom wasn't a bit surprised by how well Mary could swim.

- Tom benim kadar şaşırmadı.
- Tom benim kadar şaşırmış değildi.

Tom wasn't as surprised as I was.