Translation of "İlgilenmediğimi" in English

Sana ilgilenmediğimi söyledim.

- I told you I wasn't interested.
- I told you I'm not interested.

İlgilenmediğimi Tom'a söyledim.

I told Tom I wasn't interested.

İlgilenmediğimi sana söyledim.

I told you that I wasn't interested.

İlgilenmediğimi görmüyor musun?

Can't you see I'm not interested?

Onlara ilgilenmediğimi söyledim.

I told them I'm not interested.

Ona ilgilenmediğimi söyledim.

I told him I'm not interested.

Gerçekten ilgilenmediğimi Tom'a söyledim.

I told Tom that I really wasn't interested.

Tom'a sattığı arabayla ilgilenmediğimi söyle.

Tell Tom I'm not interested in the car he's trying to sell.

Tom'a bunu yapmakla ilgilenmediğimi söyle.

Tell Tom that I'm not interested in doing that.

Para iadesi ile ilgilenmediğimi sana söyledim.

I told you I wasn't interested in a refund.

Aslında onu yapmakla ilgilenmediğimi itiraf ettim.

- I admitted that I wasn't really interested in doing that.
- I admitted I wasn't really interested in doing that.

Tom bana eski arabasını satmaya çalıştı fakat ona ilgilenmediğimi söyledim.

Tom tried to sell me his old car, but I told him I wasn't interested.