Translation of "öğrettim" in English

0.004 sec.

Examples of using "öğrettim" in a sentence and their english translations:

Ben de öğrettim.

And I did.

Tom'a yüzmeyi öğrettim.

I taught Tom how to swim.

Kendime Fransızca öğrettim.

I taught myself French.

Sana ne öğrettim?

What have I taught you?

Tom'a Fransızca öğrettim.

I taught Tom French.

Çocuklarıma Fransızca öğrettim.

I taught my children French.

- Mary'ye ekmek yapmayı öğrettim.
- Mary'ye nasıl ekmek yapacağını öğrettim.

I taught Mary how to make bread.

Ona nasıl yüzeceğini öğrettim.

I taught him how to swim.

Ona bisiklet kullanmayı öğrettim.

I taught him to ride a bicycle.

Ben sana iyi öğrettim.

I taught you well.

Otuz yıl Fransızca öğrettim.

I taught French for thirty years.

Ben de Fransızca öğrettim.

I've also taught French.

Tom'un çocuklarına Fransızca öğrettim.

I taught Tom's children French.

- Tom'a üç yıl Fransızca öğrettim.
- Ben Tom'a üç yıl Fransızca öğrettim.

I taught Tom French for three years.

Karıma nasıl araba süreceğini öğrettim.

I taught my wife how to drive.

Kız arkadaşıma nasıl sürüleceğini öğrettim.

I taught my girlfriend how to drive.

Tom'a nasıl araba süreceğini öğrettim.

I taught Tom how to drive.

Tom'a bildiğim her şeyi öğrettim.

I've taught Tom everything I know.

Tom'a bildiği her şeyi öğrettim.

I taught Tom everything he knows.

Tom'a nasıl hayatta kalacağımı öğrettim.

I taught Tom how to survive.

Papağanıma Gal dili konuşmayı öğrettim.

I've taught my parrot to speak Welsh.

Tom'a nasıl yemek pişireceğini öğrettim.

I taught Tom how to cook.

Kız kardeşime araba kullanmayı öğrettim.

I taught my sister how to drive.

Nasıl gitar çalınacağını kendim öğrettim.

I taught myself how to play the guitar.

Ben ona bisiklete binmeyi öğrettim.

I taught her to ride a bicycle.

Tom'a onu nasıl yapacağını öğrettim.

I taught Tom how to do that.

Kendime bunu nasıl yapacağımı öğrettim.

I taught myself how to do this.

Kendime onu nasıl yapacağımı öğrettim.

I taught myself how to do that.

Tom'a bunu nasıl yapacağını öğrettim.

I've already taught Tom how to do that.

Üç yıl önce Tom'a Fransızca öğrettim.

I taught Tom French three years ago.

Bildiği her şeyi ona ben öğrettim.

I taught him everything he knows.

Ben Boston'da bir lisede Fransızca öğrettim.

I taught French in a high school in Boston.

Onun bildiği her şeyi ona ben öğrettim.

I taught her everything she knows.

Tom'a en sevdiğim şarkının nasıl söyleneceğini öğrettim.

I taught Tom how to sing my favorite song.

Köpeğime doğrularak oturmayı ve arka ayaklarının üstünde durmayı öğrettim.

- I have taught my dog to sit up and beg.
- I've taught my dog to sit up and beg.

Daha hızlı düşünmeleri için tüm ekip üyelerime doğaçlamayı öğrettim.

and start to brainstorm and think faster on their feet.

Köpeğimin adı Belysh. Bu yaz ona pençesini çıkarmasını öğrettim. Her sabah erkenden kalkıp onu besliyorum. Sonra yürüyüşe çıkarız. O beni diğer köpeklerden korur. Ben bisiklet sürmeye gittiğimde, o yanımda koşuyor. Onun bir arkadaşı var, adı Chernyshka. O onunla oynamaktan hoşlanıyor. Belysh çok kibar ve zeki bir köpek.

My dog's name is Belysh. This summer I taught him to put out his paw. Every morning I wake up early and feed him. Then we go for a walk. He defends me from other dogs. When I go bike riding, he runs beside me. He has a friend, her name is Chernyshka. He likes playing with her. Belysh is a very kind and clever dog.