Translation of "öğrenciyi" in English

Ben iyi öğrenciyi görüyorum.

I see the good student.

O bir öğrenciyi uyardı.

She warned a student.

Öğretmen öğrenciyi tahtaya çağırdı.

The teacher called the pupil to the blackboard.

Öğretmen suçsuz yere öğrenciyi azarladı.

The teacher scolded the student for no reason.

Bu öğrenciyi okulumda kabul edemem.

I cannot accept this student in my school.

O bir öğrenciyi okula götürdü.

She drove a student to school.

Öğretmen sınavda kopya çeken öğrenciyi yakaladı.

The teacher caught the student cheating on the examination.

Şimdiye kadar ilk kez bir öğrenciyi azarladım

This is the first time I've ever scolded a student.

Bu sömestr iki öğrenciyi intihalden dolayı bıraktım.

This semester I failed two students for plagiarism.

Öğretmen sınavda bir öğrenciyi kopya çekerken yakaladı.

The teacher caught a student cheating in the exam.

Bu yüzden egzersiz öğrenciyi geliştirmenin müthiş bir yolu.

So, exercise is a terrific way to improve the learner

O her yaz bir grup öğrenciyi İspanya'ya götürür.

He takes a group of students to Spain every summer.