Translation of "çitin" in English

Çitin altından süründüm.

I crawled under the fence.

Çitin üzerinden tırmandım.

I climbed over the fence.

Çitin boyanması gerek.

The fence needs to be painted.

O çitin üzerine oturuyor.

He's sitting on the fence.

At çitin üzerinden atladı.

The horse jumped over the fence.

Çitin üzerinde bacağımı salladım.

I swung my leg over the fence.

Atını çitin üzerinden atlattı.

He jumped his horse over the fence.

Köpek çitin üzerinden atladı.

The dog jumped over the fence.

Tom çitin üzerinde oturuyordu.

Tom is sitting on the fence.

Tom hâlâ çitin üstünde.

Tom is still on the fence.

Çocuklar çitin üzerinden tırmandı.

The kids climbed over the fence.

O, çitin üzerinden atladı.

He jumped over the hedge.

O, çitin üzerine tırmandı.

He climbed over the fence.

Çocuk, çitin üzerinden atladı.

The boy skipped over the fence.

Tom çitin üzerinden atladı.

Tom jumped over the fence.

Çitin boyanmaya ihtiyacı vardı.

The fence needed painting.

Tom çitin üzerinden baktı.

Tom looked over the fence.

Tom çitin üzerinde oturdu.

Tom sat on the fence.

Tom çitin yanında duruyordu.

Tom was standing by the fence.

Tom çitin üzerine eğiliyordu.

Tom was leaning on the fence.

Kedi çitin altında süründü.

The cat crept under the hedge.

Tom çitin üzerine tırmandı.

Tom climbed over the fence.

- İki çocuk çitin üzerinde oturuyor.
- İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.

Two children are sitting on the fence.

Onun atı çitin üzerinden atladı.

His horse jumped over the fence.

Çitin altından sürünmek zorunda kaldım.

I had to crawl under the fence.

Tom çitin altından sürünerek geçti.

Tom crawled under the fence.

Tom çitin altında sürünmeye çalıştı.

Tom tried to crawl under the fence.

Tom çitin üzerinden tırmanmaya çalıştı.

Tom tried to climb over the fence.

Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.

The dog jumped over the fence into the garden.

İki çocuk çitin üzerinde oturuyor.

Two children are sitting on the fence.

İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.

Two children are sitting on the fence.

Tom çantayı çitin üzerinden attı.

Tom threw the bag over the fence.

O, çitin üzerinden bir top attı.

He threw a ball over the fence.

Çitin üzerinden göremeyecek kadar çok kısaydı.

She was too short to see over the fence.

Ben çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.

I had to climb over the fence.

Çitin üzerinden atlayan beyaz bir köpek gördüm.

I saw a white dog jump over the fence.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.

He saw the boy jump over the fence and run away.

Çitin üzerinden bakmak için yeterince uzun geğildi.

She was too short to see over the fence.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördüm.

I saw the boy jump over the fence and run away.

Her zaman çitin her iki tarafında oynayamazsın.

You can't always play on both sides of the fence.

Çitin üzerinde oturmayı bırakın ve karar verin!

Quit sitting on the fence and make a decision!

Bir oğlan ve bir kız çitin üzerinde oturuyor.

A boy and a girl are sitting on the fence.

Tom çitin üzerine tırmandı ve ağaçtan birkaç elma kopardı.

Tom climbed over the fence and picked some apples from the tree.

Tom babasının yasağına rağmen eski fabrikaya girmek için yüksek tel çitin üzerinden tırmandı.

Tom climbed over the high wire fence in order to get into the old factory in spite of his father's prohibition.