Translation of "çıktığını" in English

0.093 sec.

Examples of using "çıktığını" in a sentence and their english translations:

Tom'la çıktığını düşündüm.

- I thought you were dating Tom.
- I thought that you were dating Tom.

Onların çıktığını gördük.

We saw them leave.

Onunla çıktığını düşündüm.

I thought you were dating him.

Onların çıktığını bilmiyordum.

I didn't know they were dating.

Tom'la çıktığını bilmiyordum.

- I didn't know that you were dating Tom.
- I didn't know you were dating Tom.

Hislerin baskın çıktığını söylüyor.

it's emotion that invariably wins.

Onun dışarı çıktığını duydum.

I heard him go out.

Onun, odadan çıktığını duydum.

I heard him go out of the room.

Tom'un kütüphaneden çıktığını gördüm.

I saw Tom come out of the library.

Tom'un evden çıktığını gördüm.

I saw Tom come out of the house.

Onun dışarı çıktığını gördüm.

I saw him go out.

Yangının nasıl çıktığını düşünüyorsun?

How do you think the fire broke out?

Onların birlikte çıktığını gördüm.

I saw them leave together.

Tom'la çıktığını bana söyleme.

Don't tell me you dated Tom.

Bana onlarla çıktığını söyleme.

Don't tell me you dated them?

Bana onunla çıktığını söyleme.

Don't tell me you dated him?

Tom'un iskeleye çıktığını gördüm.

I saw Tom climbing up the scaffolding.

- Tom, Mary'nin çıktığını fark etmedi.
- Tom Mary'nin dışarı çıktığını fark etmedi.

Tom didn't notice Mary go out.

Onun odadan çıktığını fark etmedim.

I didn't notice her going out of the room.

Kimin arabasının yoldan çıktığını öğrendim.

I found out whose car went off the road.

Tom kiminle çıktığını öğrenmemi istedi.

Tom wanted me to find out who you've been dating.

Uzun süredir Tom'la çıktığını düşünüyorum.

I think you've been dating Tom too long.

Tom kimle çıktığını bana söylemeyecek.

Tom won't tell me who he's dating.

Tom Mary'nin John'la çıktığını bilmiyordu.

Tom didn't know Mary was dating John.

Onun dışarı çıktığını fark etmedim.

I didn't notice him go out.

Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.

Tom heard Mary go upstairs.

Tom'la çıktığını duydum. Nasıl geçti?

I heard that you had a date with Tom. How was it?

Tom'un dışarı çıktığını fark etmemişim.

I didn't notice Tom go out.

Tom'un Mary ile çıktığını bilmiyordum.

- I didn't know Tom was dating Mary.
- I didn't know that Tom was dating Mary.

Tom neden erken çıktığını biliyor.

Tom knows why you left early.

Tom rüyalarının hep çıktığını söylüyor.

Tom says his dreams always come true.

Onun iş bitmeden çıktığını gördü.

He saw her leave before the job was finished.

- Tom Mary'nin John'la çıktığını duyduğunda tepesi attı.
- Tom Mary'nin John'la çıktığını duyduğunda öfkelendi.
- Tom Mary'nin John'la çıktığını duyduğunda deliye döndü.

Tom blew his top when he heard that Mary had gone out with John.

Tom Mary'nin merdivenlerden yukarıya çıktığını gördü.

Tom saw Mary walking up the steps.

Tom'un Mary ile çıktığını biliyor muydun?

- Did you know Tom dated Mary?
- Did you know Tom was dating Mary?

Tom'la çıktığını neden sadece bana söylemedin?

Why didn't you just tell me that you're dating Tom?

Senin bir defa televizyona çıktığını hatırlıyorum.

I remember you appeared on television once.

Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.

He felt something crawl up his leg.

Sorun, Tom'un Mary ile çıktığını bilmememdi.

The problem was I didn't know Tom was dating Mary.

Mary Tom'la gizlice çıktığını kabul etti.

Mary admitted that she had been secretly going out with Tom.

Tom'un neden çıktığını bilmek ister misin?

Do you want to know why Tom quit?

Tom'un saat kaçta çıktığını biliyor musun?

Do you know what time Tom left?

Tom'un Mary ile çıktığını bilmiyor muydun?

- Didn't you know that Tom was dating Mary?
- Didn't you know Tom was dating Mary?

Tom ile Mary'inin birbiriyle çıktığını düşündüm.

- I thought Tom and Mary were dating each other.
- I thought that Tom and Mary were dating each other.

Tom'un Mary ile çıktığını nasıl bildin?

- How did you know Tom was dating Mary?
- How did you know that Tom was dating Mary?

Bir çocuğun yola çıktığını gördüğünde sert frenledi.

She braked hard when she saw a child run out into the road.

İşten ne zaman çıktığını bana hâlâ söylemedin.

You still haven't told me when you get off work.

Tom kızının John'la çıktığını önemsiyor gibi görünmüyor.

Tom doesn't seem to mind that his daughter is dating John.

Tom Mary'nin okuldan neden çıktığını merak ediyordu.

Tom wondered why Mary had dropped out of school.

Leyla herkesin onu aramaya çıktığını fark etti.

Layla realized that everybody was out looking for him.

İlk parlamentonun ne zaman ortaya çıktığını biliyor musun?

Do you know when the first parliament came into being?

Tom Mary'nin John ile çıktığını umursamıyormuş gibi davrandı.

Tom pretended that he didn't care that Mary was going out with John.

Tom hiç kimsenin Mary ile çıktığını bilmesini istemiyordu.

- Tom didn't want anyone to know that he had been dating Mary.
- Tom didn't want anyone to know he had been dating Mary.

Tom şeylerin bu şekilde ortaya nasıl çıktığını bilmiyor.

Tom doesn't know how things turned out this way.

- Tom'un gittiğini fark etmedim.
- Tom'un çıktığını fark etmemişim.

I didn't notice that Tom had left.

Tom ve Mary'nin ikisinin de okuldan çıktığını duydum.

- I hear both Tom and Mary have quit school.
- I hear Tom and Mary have both quit school.

Onun kendisinin en iyi arkadaşıyla çıktığını tespit etti.

He discovered that she had dated his best friend.

Bu tünellerin nereye çıktığını öğrenmenin tek bir yolu var.

[Bear] There's only one way to know where these tunnels lead.

Bu tünellerin nereye çıktığını öğrenmenin tek bir yolu var.

[Bear] There's only one way to know where these tunnels lead.

Ve küçük bir sesin çıktığını duyuyorum "uf mu olmuşsun?''

and I hear a little voice go, "You've got a boo-boo?"

Mary ebeveynlerinin onun Tom'la çıktığını öğrenirlerse onu öldüreceklerini söyledi.

Mary said that her parents would kill her if they found out that she was going out with Tom.

Arasındaki cep derinliği farkının 12 santime kadar çıktığını gösterdi.

a 5 inch difference in depth between men’s and women’s jeans.

Eğer Tom Mary ve John'un çıktığını bilseydi bundan hoşlanmazdı.

Tom wouldn't like it if he knew Mary and John were dating.

Ben sık sık onun bu çevrede yürüyüşe çıktığını görüyorum.

I often see him taking a walk in this neighborhood.

Bunun fiyat aralığımızdan çıktığını biliyordum ama yine de almak istedim.

I knew it was out of our price range, but I wanted to buy it anyway.

Hey Tom, dedikodu vasıtasıyla senin Susie ile çıktığını duydum. Tebrikler.

Hey Tom, I heard through the grapevine that you and Susie are going out. Way to go!

- Tom, Mary'nin bürosundan çıktığını gördü.
- Tom, Mary'yi bürosundan çıkarken gördü.

Tom saw Mary coming out of her office.

- Tom'un Mary ile çıktığını biliyor muydunuz?
- Tom'un Mary ile çıkacağını biliyor muydunuz?

- Did you know that Tom was dating Mary?
- Did you know Tom was dating Mary?

- Tom bana senin ve Mary'nin çıktığını söyledi.
- Tom bana senin ve Mary'nin flört ettiğini söyledi.

Tom told me you and Mary were dating.

Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.

When Tom awoke, he saw that the fire had gone out and, also, that he was now completely alone. The only sound was the susurration of the bamboo, swaying in the breeze.

- Tom telefonu bir kadının açtığını söyledi.
- Tom telefona bir kadının cevap verdiğini söyledi.
- Tom telefona bir kadının baktığını söyledi.
- Tom telefona bir kadının çıktığını söyledi.

- Tom said a woman answered the phone.
- Tom said that a woman answered the phone.