Translation of "Ürkütücü" in English

Burası ürkütücü.

It's spooky in here.

Ürkütücü bir şekilde.

Eerily so.

O çok ürkütücü.

That's creepy.

Bu çok ürkütücü.

It's too creepy.

Burası biraz ürkütücü.

- It's a little spooky out here.
- It's kind of spooky in here.

Fikir ürkütücü görünüyor.

The idea seems dreadful.

Tom şimdi biraz ürkütücü.

Tom is a little creepy now.

Ürkütücü karga çalıdan korkuyor.

- A burnt child dreads the fire.
- Once bitten, twice shy.

Ürkütücü bir sessizlik vardı.

There was an eerie silence.

Bu ürkütücü bir melodi.

That's an eerie melody.

O sadece ürkütücü hissediyor.

It just feels eerie.

Bu cümleler ürkütücü geliyor olabilir

These sentences may sound creepy

Oda çok karanlık ve ürkütücü görünüyor.

The room seems awfully dark and spooky.

Aşk tanıdığın biri için ürkütücü mü?

Is love frightening to anyone you know?

Ürkütücü bir sessizlik havayı umutsuzlukla doldurdu.

An eerie silence filled the air with despair.

Gördüğüm son şey, onun ürkütücü yüzüydü.

The last thing I saw was his spooky face.

Sami, Leyla'ya bazı ürkütücü resimler gönderdi.

Sami sent Layla some creepy pictures.

Bazı semboller ürkütücü şekilde ortak özelliklere sahip.

Some of the symbols have eerie commonalities.

Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli

These things can be a bit creepy and definitely have their dangers,

Yine de iki kişiden biri ürkütücü bir oran.

But still, 1 out of 2 people was still pretty scary.

- Onların müthiş olduklarını biliyoruz.
- Onların ürkütücü olduklarını biliyoruz.

We know they're formidable.

Ekran karanlığa gömülür ve derinden ürkütücü bir müzik gelir.

the screen goes dark and ominous music comes from underneath.

Burası oldukça ürkütücü  ve burada olmamız gerektiğinden daha fazla kalmamalıyız.

This place is pretty creepy and we don't want to be down here longer than we have to.

- Sami endişe verici bir keşif yaptı.
- Sami ürkütücü bir keşif yaptı.

Sami made an alarming discovery.