Translation of "Yakıt" in Dutch

Yakıt sıkıntısı vardı.

- Er was een tekort aan brandstof.
- Er was een brandstoftekort.

Makineye yakıt koymalıyız.

We moeten de machine van brandstof voorzien.

Yeterli yakıt yoktu.

Er was niet genoeg brandstof.

Asla alevlere yakıt eklemeyin.

Voeg nooit brandstof toe aan de vlammen.

Benzin yakıt için kullanılır.

Benzine wordt gebruikt als brandstof.

Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.

Ik heb mijn auto bijgetankt bij het benzinestation op de hoek.

Ciddi gıda ve yakıt sıkıntısı vardı.

Er waren grote tekorten aan voedsel en brandstof.

Daha az yakıt tüketmek çevre için daha iyidir.

Minder brandstof consumeren, is beter voor het milieu.

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

Tom yakıt tasarrufu yapmak için otoyolda saatte 60 mil hızla sürer.

Tom rijdt zestig mijlen per uur op de snelweg om brandstof te besparen.