Translation of "Kitabını" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Kitabını" in a sentence and their spanish translations:

Kitabını kapat.

Cierra tu libro.

Kitabını açma.

No abras tu libro.

Kitabını oku.

- Lee tu libro.
- Lean su libro.

Kitabını okuyorum.

- Estoy leyendo tu libro.
- Estoy leyendo su libro.

- O onun kitabını aldı.
- Kitabını aldı.

Ella tomó su libro.

O kitabını aldı.

Ella agarró su libro.

Onun kitabını okuyorlar.

- Ellas están leyendo su libro.
- Ellos están leyendo su libro.

Kitabını buldun mu?

¿Encontraste tu libro?

Tom kitabını açtı.

Tom abrió su libro.

Onun kitabını okudum.

Leí su libro.

Millie kitabını okuyor.

Millie está leyendo su libro.

Bana kitabını ver.

Dame tu libro.

Senin kitabını beğeniyorum.

Me gusta tu libro.

Ders kitabını dikkatle okumalısın.

Debes leer el libro de texto de cerca.

Onlar onun kitabını okur.

Leen su libro.

Ders kitabını almayı unuttum.

Olvidé comprar el libro de texto.

O onun kitabını aldı.

- Ella agarró su libro.
- Ella tomó su libro.

O, sana kitabını ödünç verecek.

Él te prestará su libro.

Tom'un kitabını geri verdin mi?

¿Devolviste el libro de Tom?

Kitabını büyük bir özenle okuyacağım.

Voy a leer tu libro con mucho cuidado.

Tom Mary'nin kitabını ateşe fırlattı.

- Tom tiró el libro de Mary al fuego.
- Tom arrojó el libro de Mary al fuego.

Onun yeni kitabını okudun mu?

¿Has leído su nuevo libro?

Kitabını bana ödünç verebilir misin, lütfen ?

¿Me puedes prestar tu libro, por favor?

Susanna Tamaro'nun bir kitabını elimde tutuyorum.

En mis manos tengo un libro de Susanna Tamaro.

Kitabını bana ödünç vermeyi lütfeder misin?

¿Podría tomar su libro prestado?

- Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.
- Profesör White ilk kitabını geçen yıl yayımladı.

El Profesor White publicó su primer libro el año pasado.

Önümüzdeki haftadan itibaren yeni ders kitabını kullanacağız.

Desde la próxima semana usaremos un nuevo libro de texto.

Tom'un birinci kitabını ikincisinden daha çok sevdim.

El primer libro de Tom me ha gustado más que el segundo.

Dostum, bu resmen bir okul kitabını yemek gibi.

Ay... es... como comer libros escolares.

Bu çizgi roman kitabını onun kız kardeşinden ödünç aldım.

Pedí prestado este libro de historietas a su hermana.

Dersin ilk günü, ödevini yapmak için ihtiyaç duyduğu ders kitabını satın aldı.

El primer día del curso él compró el libro de texto el cual necesitaba para hacer sus deberes.

Bu yazarın bir kitabını okuduktan sonra diğer kitaplarını da almaya karar verdim.

Después de leerme un libro de este autor decidí comprarme otros libros suyos.