Translation of "Satın" in Dutch

0.019 sec.

Examples of using "Satın" in a sentence and their dutch translations:

Satın alıyorum.

- Ik ben aan het kopen.
- Ik ben bezig met aankopen.
- Ik ben boodschappen aan het doen.

Satın al!

Kopen!

- O elbiseler satın alır.
- Kıyafet satın alıyor.

Hij koopt kleding.

Ne satın aldınız?

- Wat heb je gekocht?
- Wat heeft u gekocht?
- Wat hebben jullie gekocht?

Ev satın alındı.

Het huis is gekocht.

Çiçekler satın aldı.

Hij kocht bloemen.

Pullar satın almalıyım.

Ik moet postzegels kopen.

Tom satın alıyor.

Tom koopt.

Ekmek satın alırız.

Wij kopen brood.

Ekmek satın aldın.

- Je hebt brood gekocht.
- U heeft brood gekocht.
- Jullie hebben brood gekocht.
- U kocht brood.
- Jij kocht brood.
- Jullie kochten brood.

Bantları satın alırım.

- Ik koop tapes.
- Ik koop banden.
- Ik koop cassettes.

Kim satın alıyor?

- Wie koopt er?
- Wie koopt?

Onu satın alın!

Koop het!

Onu satın almayın.

Koop het niet!

Ekmek satın alayım.

Laat me brood kopen.

Ekmek satın alıyorum.

Ik koop brood.

Ekmek satın alacağım.

Ik ga even brood kopen.

Satın almak istiyorum.

Ik wil kopen.

- Birkaç oyuncak satın al.
- Birkaç oyuncak satın alın.

Koop wat speelgoed.

- O, kitabı satın almak istedi.
- Kitabı satın almak istedi.

Hij wilde het boek kopen.

- Bir araba satın aldık.
- Biz bir araba satın aldık.

We hebben een auto gekocht.

O hakimi satın alamazsın.

Die rechter valt niet om te kopen.

Nintendo 3DS satın aldım.

- Ik kocht een Nintendo DS.
- Ik heb een Nintendo DS gekocht.

Onu satın almak istiyorum.

Ik wil dat graag kopen.

Çok kitap satın aldım.

Ik kocht veel boeken.

Para mutluluğu satın almaz.

Geld maakt niet gelukkig.

Bunu satın almak istemiyorum.

Ik wil het niet kopen.

O ilaç satın alır.

Hij koopt geneesmiddelen.

Para mutluluğu satın alamaz.

Geld koopt geen geluk.

Tam sürümü satın alın.

Koop de volledige versie.

O elbiseler satın alır.

Hij koopt kleding.

Bir yüksük satın aldı.

- Hij heeft een vingerhoed gekocht.
- Hij heeft een vingerhoedskruid gekocht.

Babam kitaplarımı satın aldı.

Papa heeft boeken voor me gekocht.

Bir çanta satın aldım.

Ik heb één zak gekocht.

Bir makas satın aldım.

- Ik kocht een schaar.
- Ik heb een schaar gekocht.

Bir tişört satın aldım.

Ik kocht een T-shirt.

Bir araba satın aldım.

Ik heb een auto gekocht.

O yiyecek satın alıyor.

Ze koopt eten.

Tom gazete satın aldı.

Tom heeft een krant gekocht.

Bir araba satın aldık.

We hebben een auto gekocht.

Bir kaktüs satın aldım.

Ik heb een cactus gekocht.

O CD'yi satın alacağım.

Ik zal die cd kopen.

Bunu Boston'da satın aldık.

- We kochten het in Boston.
- We hebben het in Boston gekocht.

Bunu Avustralya'da satın aldım.

We hebben dit in Australië gekocht.

O ekmek satın alır.

Ze koopt brood.

Mary ekmek satın almaz.

Maria koopt geen brood.

Onlar ekmek satın aldılar.

Zij kopen brood.

Bu İspanya'da satın aldığımdır.

Dit is wat ik gekocht heb in Spanje.

Neden çiçekler satın aldınız?

Waarom heb je bloemen gekocht?

Boğayı boynuzlarıyla satın almalısın.

Je moet de koe bij de horens vatten.

O kitabı satın almadım.

Ik heb dat boek niet gekocht.

O, ekmek satın aldı.

- Zij kocht brood.
- Zij heeft brood gekocht.

Bunu satın aldın mı?

Heb je dat gekocht?

Sadece bunları satın alın.

Koop ze gewoon.

Bunu satın alabilir miyim?

- Kan ik dat kopen?
- Mag ik dat kopen?

Sen beni satın alamazsın.

Ik ben niet te koop.

Elektrikli bisiklet satın aldım.

- Ik heb een elektrische fiets gekocht.
- Ik kocht een elektrische fiets.

İki pantolon satın aldım.

Ik heb twee broeken gekocht.

Cep telefonuyla bile satın alıyor.

soms zelfs via mobiele telefoon.

Bir Picasso satın almak istiyorum.

Ik zou graag een Picasso kopen.

Biraz peynir satın almak istiyorum.

Ik zou wat kaas willen kopen.

Çocuk bir kitap satın aldı.

- De jongen kocht een boek.
- De jongen heeft een boek gekocht.

Kaç tane çiçek satın alıyorsun?

Hoeveel bloemen koop je?

Ben bir kitap satın aldım.

Ik kocht een boek.

Sonuçta, Jane onu satın almadı.

Ten slotte heeft Jane het niet gekocht.

Bu kazağı dün satın aldım.

Ik kocht deze trui gisteren.

Bir Microsoft fare satın aldım.

Ik heb een muis van Microsoft gekocht.

Bir yastık satın almayı unuttum.

Ik ben vergeten een hoofdkussen te kopen.

O bir araba satın alamaz.

Hij kan geen auto kopen.

Mary'nin dün satın aldığı neydi?

Wat heeft Mari gisteren gekocht?

Bir hayli mücevher satın aldın.

Je hebt een hoop juwelen gekocht.

Yeni bir araba satın alacağım.

Ik ga een nieuwe auto kopen.

O bir araba satın aldı.

- Hij heeft een auto gekocht.
- Hij kocht een auto.

Bu çicekleri nereden satın aldın?

Waar heb je de bloemen gekocht?

Bu ayakkabıları nereden satın aldın?

Waar hebt ge die schoenen gekocht?

Mary biraz ekmek satın aldı.

- Maria kocht wat brood.
- Maria heeft brood gekocht.

Biz biraz parafin satın alacağız.

We zullen wat paraffine kopen.

Bu bebeği satın almak istiyorum.

Ik zou deze pop graag kopen.

Artık bana hediye satın alma.

Koop me geen cadeautjes meer.

Ona bir kazak satın aldı.

Ze heeft een trui voor hem gekocht.

Bir paund çay satın aldık.

We hebben een pond thee gekocht.

O, kitapçıdan kitap satın alıyor.

Ze koopt boeken in de boekwinkel.

Onlar süpermarkette sebze satın alıyorlar.

Ze kopen groenten in de supermarkt.

Bir karpuz satın aldınız mı?

- Heb je een watermeloen gekocht?
- Heeft u een watermeloen gekocht?
- Hebben jullie een watermeloen gekocht?

Biraz aspirin satın almak istiyorum.

Ik wil aspirine kopen.

Param olsaydı, bilgisayarı satın alırdım.

Als ik geld had, zou ik de computer kopen.

Ben şu arabayı satın aldım.

- Ik heb die auto gekocht.
- Ik kocht die auto.