Translation of "100" in Dutch

0.012 sec.

Examples of using "100" in a sentence and their dutch translations:

Tom %100 doğrudur.

Tom heeft 100% gelijk.

O 100 yaşında.

Het is 100 jaar oud.

Günlük 100 avro.

100 euro voor de hele dag.

100 yıl önce ABD'de

Honderd jaar geleden

Fatura 100 dolar tuttu.

De rekening bedroeg 100 dollar.

Kayıp 100 dolara ulaştı.

Het verlies bedroeg 100 dollar.

Günde 100 avro kazanırım.

Ik verdien €100 per dag.

Bu durumda, 100 € lütfen.

In dit geval, honderd euro alstublieft.

100 şekele ihtiyacım var.

Ik heb 100 sjekel nodig.

Günde 100 avro kazanıyorum.

Ik verdien €100 per dag.

100 avro’dan fazla vermem.

Ik geef niet meer dan 100 euro.

Tom 100 şınav çekebiliyor.

Tom kan honderd keer opdrukken.

100 yıla kadar da yaşayabilir.

En wel honderd jaar worden.

En azından 100 kişi katıldı.

Minstens 100 mensen waren aanwezig.

Köprünün 100 metre uzunluğu var.

De brug heeft een lengte van honderd meter.

Su 100 santigrat derecede kaynar.

Water kookt bij 100 graden Celsius.

Tüm gün için 100 Euro.

100 euro voor de hele dag.

Bir günde 100 euro kazanırım.

Ik verdien 100 euro per dag.

Ben günde 100 Euros kazanırım.

Ik verdien 100 euro per dag.

100'ün kare kökü kaç?

Wat is de wortel van 100?

Fakat Darwin'in mektubundan 100 yıl sonra,

Maar 100 jaar na de brief van Darwin,

Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.

Hij kan met meer dan 100 kilometer per uur sprinten.

Partide 100'ün üzerinde kişi vardı.

Meer dan 100 mensen waren op het feest.

Tom'un arabasının 100 beygir gücü var.

Toms auto heeft 100 paardenkrachten.

Bu makine dakikada 100 kopya yapar.

Deze machine maakt 100 kopieën in een minuut.

Biz 100 milyardan fazla galaksi biliyoruz.

We kennen meer dan 100 miljard sterrenstelsels.

Bugün, günde 100 milyon varil petrol kullanıyoruz.

Op dit moment gebruiken we 100 miljoen vaten olie per dag.

Koklama duyuları bizimkinden 100 kat daha iyi.

Hun reukzin is honderd keer beter dan die van ons.

Veya Güneş'in kütlesinin 100 katı büyüklüğünde olabilir.

of zo groot als de massa van 100 zonnen.

Su, deniz seviyesinde 100 santigrat derecede kaynar.

Op zeeniveau kookt water bij 100 graden Celsius.

Onun kayıplarının 100 dolar olduğunu tahmin ettik.

- We hebben een geschat verlies van 100 dollar.
- We schatten zijn verliezen op 100 dollar.

100 gram tere yağında kaç kalori var?

Hoeveel calorieën zitten er in 100 gram boter?

Çığlığı, durgun gecede 100 metrenin ötesine kadar ulaşıyor.

Zijn geroep wordt honderd meter meegevoerd door de stille nachtlucht.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Elk vrouwtje kan meer dan 100 jongen baren.

Ama insan yaşamı genellikle 100 yıldan daha az sürer.

maar een mensenleven duurt vaak minder dan 100 jaar.

100 yaşına kadar yaşarsam 2103'te de hayatta olacağım.

Als ik 100 mocht worden, leef ik nog in 2103.

Güvenlik için uçurumun kenarından 100 metre aşağı inmeleri gerek.

De veiligheid bevindt zich 100 meter over de klifrand.

Ama beslenecek en yakın yerlerin uzaklığı 100 kilometreyi aşabiliyor.

Maar de dichtstbijzijnde voedplaats kan meer dan 100 kilometer verderop liggen.

Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.

Uiteindelijk, zo'n 100 dagen later, was die arm weer aangegroeid.

O sadece iki yaşında, ama 100'e kadar sayabiliyor.

Ze is nog maar twee jaar, maar ze kan al tot 100 tellen.

O iki yaşında, ama şimdiden 100'e kadar sayabiliyor.

Ze is nog maar twee jaar oud, maar ze kan al tellen tot honderd.

Bu, bizzat hükûmet tarafından yüzde 100 kontrol edilen bir teknoloji.

Dit is technologie die voor 100% in handen is van de overheid zelf.

Evet, su yeterince derin görünüyor, ama asla yüzde 100 emin olamazsınız.

Het water ziet er diep genoeg uit... ...maar je kunt nooit zeker zijn.

Hartlepool,whitby ve Scarborough kentlerini topa tutup 100 den fazla sivil öldürürür

Shelling Hartlepool, Whitby en Scarborough, en vermoorden meer dan honderd burgers.

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

Ik ben alleen niet helemaal zeker hoe sterk het is. Hoelang 't er al is.

Belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

...misschien wel 100 schelpen en stenen oppakken... ...en haar armen over haar kwetsbare kop vouwen.

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.

Dit machtige, anderhalf meter hoge, 100 kilo wegende zoogdier is krachtig... ...en absoluut in staat om dodelijke wonden te veroorzaken.

Bu yüzden, Pro V1'den yaklaşık 100 yıl önce standart golf topu "yara topu" olmuştu.

Dus, ongeveer 100 jaar lang ,voor de Pro V1, was de standaard golfbal een "opgewonden bal".

Samanyolu galaksisinde 100 milyardan çok yıldız vardır. Eğer onları tek tek saymaya çalışsaydınız bu 3000 yıldan fazla sürerdi!

Er zijn meer dan 100 miljard sterren in de Melkweg. Als je ze een voor een probeert te tellen, zou het je meer dan 3000 jaar duren!

"Fransızca öğrenmeye biraz ilgim var ama o zor değil mi?" "Hiç değil. İngilizceden 100 kat daha kolay!" "Gerçekten mi?" "Eh, en azından benim için öyle." "Bunun nedeni senin ana dilin olması gerçi"

"Het lijkt me wel leuk om Frans te leren, maar is het niet moeilijk?" "Helemaal niet, het is 100 keer makkelijker dan Engels!" "Echt waar?'' "Nou, voor mij tenminste." "Maar dat is omdat het je moedertaal is."