Translation of "Diğer" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Diğer" in a sentence and their chinese translations:

Diğer öğrenciler güldü.

其他学生都笑了。

Diğer kardeşin nerede?

你另一个弟弟在哪里?

Cehennem, diğer insanlardır!

他人即地狱。

- Diğer insanları hor görmemeliyiz.
- Diğer insanlara tepeden bakmamalıyız.

我們不應該看不起任何人。

Eviniz nehrin diğer tarafındadır.

她的房子在河的另一边。

Herkes diğer odada bekliyor.

大家都在另外的房里等着。

Ayın diğer tarafını göremiyoruz.

我們看不到月亮的另一邊。

O, diğer tarafa geçti.

他到另一边去了。

Diğer erkek kardeşiniz nerede?

你另一个弟弟在哪里?

Nehir tepenin diğer tarafında.

河在山丘的另一端。

- Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.
- Onlar yolun diğer tarafında yaşıyorlar.

他們住在路對面。

Tom diğer odada votka içiyor.

Tom在別的房間喝伏特加。

Eşyalarını diğer odaya taşıyamaz mısın?

你不能把你的东西搬去另一个房间吗?

Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.

他們住在路對面。

Diğer ülkeleri ziyaret edecek misin?

你会去访问其他国家吗?

Japonya petrol için diğer ülkelere bağımlıdır.

日本的石油依靠进口。

Mary sınıftaki diğer kızlar gibi değildir.

瑪麗跟班上其他女孩不同。

Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.

Kate 的聲音明顯和其它女孩不同。

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.

你沒有干涉他人事務的權力。

Ekonominin gelişmesi, diğer sosyal sorunları getirmiştir.

经济的增长带来了其他的社会问题。

Bu diğer kültürleri anlamak için iyi.

它有利於我們理解其他文化。

- O da sınıftaki diğer çocuklar kadar zekidir.
- O, sınıftaki herhangi bir diğer çocuk kadar akıllıdır.

他和班上其他男生一样聪明。

O sürekli diğer insanlarla ilgili hata buluyor.

他总是挑别人的毛病。

Diğer gezegenlerde yaşam olup olmadığını merak ediyorum.

不知道別的星球上有沒有生物呢?

Sesimizin vadinin diğer tarafından gelen yankısını duyduk.

我們聽見自己說話的回音從山谷的另一邊傳了回來。

O sadece sınıftaki diğer çocuklar kadar uzun.

他和他班上其他男生一樣高。

Diğer insanların beklentileri bizim nasıl davranacağımızı etkiler.

其他人的期望會影響我們的行為。

Sen burada kal. Diğer herkes dışarı çıksın.

你留在这儿,其余的人去外面

O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.

她跑得很快是为了赶上其他成员。

Hayat siz diğer planları yapmakla meşgulken size olanlardır.

生活就是當你忙著進行你的計劃時總有其他的事情發生。

Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.

80%的英語單字來自其他語言。

Diğer insanlar beni uzun süre beklettiğinde nefret ederim.

我讨厌别人让我等很久。

İnsanlar tilkinin diğer hayvanlardan daha kurnaz olduğunu söylerler.

人们说,狐狸比其他动物要狡猾。

Londra'nın nüfusu, diğer tüm İngiliz şehirlerinden çok daha büyüktür.

倫敦的人口遠遠多於其他英國城市的人口。

Diğer insanların duygusu ne olursa olsun, o düşündüğünü söyler.

他說話從來不理別人的感受。

Diğer insanları eleştirmek istiyorsanız öncelikle kendi yöntemlerinizi geliştirmek zorundasınız.

要是你想批评别人的话,首先需要改进自己的做法。

Üç köpeğim var. Biri erkek ve diğer ikisi dişi.

我有三只狗,其中一只是公的,另外两只是母的。

Bir taraftan, hatalısın ama diğer taraftan onun için seni suçlayamam.

你固然是錯了,但也不能怪你。

Kapalı bir alanda diğer insanlarla uzun süreli temas olmasın istemiyoruz,

我们不想在密闭空间中与其他人有长时间接触,

Dünya ile diğer gezegenler arasındaki fark Dünya'da suyun var olmasıdır.

地球跟其它星球不同是因為它有水。

Kaleci topa dokunduğunda hakem diğer takıma bir köşe vuruşu verdi.

守门员用手碰到了球,裁判给了对方一个角球。

Sarışınlar diğer saç rengine sahip kadınlardan % 7 daha fazla kazanırlar.

金髮女郎比其他顏色頭髮的女人多賺7%。

Diğer öğrenciler çok gürültü yaptığı için Tom öğretmenin ne dediğini duyamıyordu.

汤姆说了因为别学生响了很大的噪音,他不能听老师说了的事。

Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.

奶酪是由母牛、山羊、绵羊或其它哺乳动物的奶被加工制造的坚硬的食物。

Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.

一方面我们虽然蒙受了损失,但另一方面我们从这次经验中学到了很多。

Zencefilli Noel kurabiyesi ya da diğer adıyla ballı pasta, geleneksel bir Alman tatlısıdır.

圣诞姜饼/蜂蜜饼是一种传统的德国点心

Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

严禁卖淫嫖娼,赌博,吸毒,酗酒滋事等违法犯罪活动!

Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.

请给您所译的句子一个良好的翻译。请勿让其他语言的翻译影响到您所做的翻译。

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.

我打电话给你,一来是想请你吃饭,二来是想告诉你我儿子要结婚了。

Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.

老师又说,她的婚礼跟别人不一样,我们问怎么不一样,老师不说。

O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.

他在一家科學機構工作,在那裡有語言學家,文學學者,歷史學家,社會學家,經濟學家和其他學者探討一切有關侏儒的事。