Translation of "Tehlike" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Tehlike" in a sentence and their arabic translations:

...tehlike doğurur.

‫يأتي الخطر.‬

Tehlike altındayken

حين يشعرون بعدم الأمان،

Ama tehlike de doğurur.

‫لكنه يحمل في طياته الخطر أيضًا.‬

Tehlike her yönden gelebilir.

‫الخطر متوقع من أي مكان.‬

Gibi ciddi tehlike altındalar

وتأخر في النمو والتكلم،

Sami sürekli tehlike içindeydi.

سامي في خطر دائم.

Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.

‫لكن القطيع يشتمّ رائحة الخطر.‬

Her köşede... ...tehlike kol geziyor.

‫يكمن خطر...‬ ‫في كل جنب.‬

Bir uyarı. Civarda tehlike var.

‫تحذير.‬ ‫ثمة خطر وشيك.‬

Herhangi bir tehlike var mı?

أهناك أي خطر؟

Tehlike geçti ve Tanrı unutuldu.

صلى وصام لأمر كان يطلبه، فلما انقضى الأمر لا صلى ولا صاما (بيت شعر)

Hastanın hayatı tehlike altında idi.

حياة المريض كانت بخطر

Ben tehlikede değilim. Tehlike benim.

أنا لست في خطر، أنا الخطر بعينه.

Çocuklarıma''Tehlike varsa, yardım iste.'' derim.

أقول للأطفال "حين تشعرون بخطر، اطلبوا النجدة."

Düşen kayalar dağcılar için tehlike oluşturabilir.

الصخور الواقعة تشكل خطرا على المتسلقين.

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

‫لدى جلديات القوائم أعين كبيرة...‬ ‫تفتش دائمًا عن مصادر الخطر.‬

İşte tehlike buydu, yolun sonunu görmeden kayarsanız bu olur.

‫هذه هي خطورة‬ ‫التزلج وأنت لا ترى النهاية.‬

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

‫بينما يحوم الخطر في الظلام،‬ ‫لا يمكنها المخاطرة بتركها وحدها.‬

Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.

‫وفي قربها منه...‬ ‫يداهمها مرة أخرى خطر محدق.‬

Bir yandan tehlike var, bir yandan da aşk sayesinde dikkatini o tehlikeden uzaklaştırabiliyorsun.

كيف أمكن أن يلهينا الحبّ عن أيّة أخطار تحيط بنا.