Translation of "Oluşan" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Oluşan" in a sentence and their arabic translations:

Yeryüzüne yayılmasıyla oluşan harekete

الحركة الناتجة عن انتشارها على الأرض

10 soru-cevap diyaloğundan oluşan

من 10 حوارات أسئلة وأجوبة

Yani buzulların erimesinden oluşan bu göller,

الان هذه البحيرات تتكون عند ذوبان الجليد.

Aynı parçalardan oluşan bir set gibi.

مثل عدة أجزاء.

Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?

‫هل ترون الظل الذي تخلفه بسبب الشمس؟‬

Yer kabuğunun hareketinden kaynaklı oluşan deprem

الزلزال الناجم عن حركة القشرة الأرضية

Çoğunluğu doktor ve hemşirelerden oluşan bir takımdaydım

انضممت إلى فريق غالبيته من الأطباء والممرضات،

Minik yaratıklardan oluşan göz alıcı bir yelpaze.

‫مصفوفة مميزة من الكائنات الدقيقة.‬

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

‫ولكن انظر، هذا مجرد جدار...‬ ‫من نبات الساوجراس أمامنا هنا.‬

Her bölge, kefalet karşıtlarından oluşan bir ekiple donatılacak.

سيعمل في كل موقع فريق من مُسقطي الكفالة،

İnsan saç ve tırnaklarındaki keratin lifinden oluşan boynuz

‫مصنوعة من الكيراتين،‬ ‫نفس الألياف الموجودة في الشعر والأظافر،‬

Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.

‫هذه القردة الكبيرة غالبًا ما تنام‬ ‫في أعشاش ورقية.‬

Seçilmesinden iki yıl sonra, muhalefet partilerinin Koalisyonundan oluşan

بعد عامين من تولي مادورو منصب الرئاسة فاز إئتلاف الأحزاب المعارضة المدعو وحدة الطاولة المستديرة الديمقراطية

Bazı kadınların yüzlerinde oluşan ifadeyi tarif etmem mümkün değil.

عندما أخبرهم كيف يبكي الرجال الذين أعرفهم أمامي

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

‫لبؤة وجماعتها المكونة من 13 فردًا‬ ‫قد خرجت للصيد.‬

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

‫بدلًا من ذلك،‬ ‫تشعر بعالمها عبر شبكة من الخيوط.‬

Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.

‫لديها شريط أفقي‬ ‫من الخلايا الحساسة للضوء...‬ ‫لمسح ما تراه أمامها.‬

Yardımcıları, irtibat subayları ve kuryelerden oluşan özel askeri personeli.

طاقمه العسكري الخاص المكون من مساعدين وضباط ارتباط وسعاة.

Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve

تعمل فرق من وحدات التحكم في الطيران على مدار الساعة ، وتشرف على مسار المركبة الفضائية

Bayezid, Avrupa'daki konumunu güçlendirmek için Kosova Savaşı sonrasında oluşan

لتعزيز مكانته في أوروبا، تدخل بايزيد في فراغ السلطة في صربيا

. Aynı yıl , New York'ta yüz otuz kattan oluşan ve

امباير ستايل في نيويورك التي تكونت من مئةٍ وثلاثين طابقاً

Maruz kaldı . Pasifik Okyanusu'ndaki adalardan oluşan Tuval ve Kibati,

فيضاناتٍ دمرت الشعاب المرجانية ودمرت المحاصيل. فيما تعد توفال

Toplamda 24 binden oluşan Memlük Süvarilerinin 4 bini kraliyet Memlüğündendi

مما جعل العدد الإجمالي لسلاح الفرسان المملوكي 24.000، منهم 4.000 من المماليك الملكيين

Iki, üç ve hatta dört kattan oluşan birçok bina vardı .

المباني التي تتألف من طابقين او ثلاث وحتى اربعة. فكروا اكثر ان

, ilk gökdelen ortaya çıktı. O zamanlar on kattan oluşan ve

التأمين في شيكاجو الذي تألف حينها من عشرة طوابق وبلغ

Hindistan'ın batısında yer alan, bin yüz adadan oluşan Maldivler gibi

الواقعة غربي الهند وتتألف من الفٍ ومئة جزيرة نظراً لكونها

Orada çok yetenekli ve özverili bilim insanlarından oluşan bir ekip buldum

وجدت فريقَا من ذوي الكفاءة العالية والعلماء المتفانين هناك.

Hülagü Suriyeye 6 tümenden oluşan 60 bin kişilik bir kuvvetle ilerliyordu.

انتقل هولاكو إلى سوريا مع ما يعادل 60.000 جندي

Ayrıca Viteaz (cesurlar) isimli, en iyi askerlerden oluşan bir örgüt kurdu.

كما أنه أنشئ أمرًا جديدا من خلال تسمية أفضل الجنود فيتاز (بمعنى "الشجعان")

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‫عيناه، المكونة من آلاف العدسات الصغيرة،‬ ‫تجمع أكبر قدر ممكن من الضوء المتاح.‬

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

كانت أغنية ثورمود ، عن رجال شجعان ينهضون ليواجهوا موتًا محققًا ... بمثابة هاجس.

Bu arada, yaklaşık 70 gemiden oluşan başka bir filo ve bir Mavna, Tuna'nın alt kısımlarına ilerledi,

وفي الوقت نفسه، أبحر أسطول آخر من حوالي 70 سفينة وزورق أسفل نهر الدانوب،