Translation of "Parçası" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Parçası" in a sentence and their arabic translations:

Parçası olduğunu anlayacaksınız.

هو منحوتة مكونة من قطعة واحدة.

Vücudumun bir parçası yok -

لا يوجد جزء واحد من جسدي -

Bu, sistemin bir parçası.

إنه جزء من النظام.

%97'nin bir parçası da olabilirsiniz.

الذين، في النهاية، يعملون لدى هؤلاء الثلاثة بالمئة.

Hissiyatları hissetmek insan olmanın bir parçası.

فالشعور بالمشاعر هو جزء من كونك إنسانًا.

Insanları parçası olmaktan gururlandırmada çok önemlidir.

وكذلك جعل الناس يشعرون بالفخر لكونهم جزء منه.

Ve bu hayatımın en önemli parçası.

وذلك أهم جانب في حياتي.

Sadece ağartılmış Honduras Maunu'nun bir parçası.

إنها قطعة واحدة من الخشب المبيض الماهوجني الهندروراسي.

Ve bu kurucu etiğin bir parçası,

إنه جزء من الروح التي فكرت في تأسيس الشركة،

Bunun bir parçası olacak biçimde tasarlayın.

صمموا فيه إمكانية تفكيكه.

şimdi dünya üzerindeki kara parçası bütündü

الآن كانت قطعة الأرض على الأرض كاملة

Hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

الذي اعتبر الموت كجزء من النعمة الاقتصادية.

Buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti.

‫جزء من هذا المكان، ولست مجرد زائرًا.‬

- Fadıl, İslam'ı hayatının bir parçası olarak kabul etti.
- Fazıl İslam'ı hayatının bir parçası olarak benimsedi.

تقبّل فاضل الإسلام كجزء من حياته.

Mutfakta buruşuk, turuncu bir kâğıt parçası buldum.

وجدت ورقة برتقالية مكومة في مطبخي.

Müziğin artık hayatımın bir parçası olmayacağı fikri

فكرة أن الموسيقى ربما لم تعد جزءًا من حياتي

Peki, başarısızlıklar değer yaratmanın bir parçası mıdır?

لكن هل الفشل جزء من خلق القيمة؟

Klasik bir müzik parçası olarak hayata başladı.

بدأت حياتها كقطعة موسيقية كلاسيكية.

Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.

يعلمون أن المعاناة تشكل جزءًا من الحياة.

Kaybetmeyi göze alabileceğim bir giysi parçası almalıyım.

‫أريد أن آخذ قطعة ملابس‬ ‫لا أبالي بفقدانها.‬

Bir parçası da hatalıysanız bunu kabul etmektir.

يسمحُ لكم بالاعتراف عندما تخطئون.

Vücudumun yara almayan bir parçası bile kalmadı.

جزء من جسمي من الأمام لا يوجد عليه ندبة أو جرح

Bu seferin parçası olan rahipler ve keşişler

لاحظ الكهنة والرهبان الذين كانوا جزءًا من الحملة عدم انضباط قوات الفرنجة،

Beni av stratejisinin bir parçası olarak kullandı.

‫تستخدمني كجزء من استراتيجيتها في الصيد.‬

İyi bir eğitimin en önemli parçası nedir?

ما هو الجزء الأهم في التعليم الجيد؟

Gizli bölmesi ya da parçası olmadığından emin olun,

تأكد من عدم وجود أجزاء سرية أو أشياء مخبئة،

Korku ve cesaret arasındaki denge bunun bir parçası.

وتشمل التوازن بين الخوف والشجاعة.

Tüm bunlar şu an bu kelimenin bir parçası,

كل تلك الأشياء هي جزء من هذه الكلمة الآن،

Bunları akılcı kararlarımızın bir parçası yapmak oldukça zor.

إنها صعبة للغاية لجعلها جزءًا من قرارنا العقلاني.

Rusya, Avrupa'nın parçası olsun istiyor. Ta Vladivostok'a kadar.

يريد أن تصبح "روسيا" جزءاً من "أوروبا". حتى "فلاديفوستوك".

Sorunun bir parçası haline geldiğimi kabul etmek zorundaydım.

وأصبحت بدون قصد جزءًا من المشكلة.

Daha geniş bir dizi koruyucu önlemlerin parçası olmasıdır.

معاً بجانب التباعد الاجتماعى و غسيل اليدين

Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.

‫انظر، هذا الحبل هو بالتأكيد‬ ‫جزء من مسار السلسلة الباردة.‬

İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar

وهي أن الناس سيتفاعلون كأنهم جزء من ذلك الجيل

Kendi ulusal kimliğimizin parçası olarak gördüğümüz pek çok şey

وهو أن الكثير من المقومات الأساسية في هوياتنا القومية

Oğlu John Nevers'e Fransız-Burgundy'nin bir parçası olması emredildi.

وأعطي ابنه جون نيفير قيادة العنصر الفرانكو-بورغندي.

Macar Ordusu'nun bir parçası Mircea'yı tekrar tahta çıkarmayı başardılar

تمكن من إعادة ميرسيا إلى العرش وإقامة اتصال مع الأسطول الصليبي

Ve bu atlama çok daha büyük bir eğilimin parçası.

وهذه القفزة جزء من اتجاه أكبر بكثير.

Bu tacize son vermek de bu epik savaşın bir parçası.

‫وإيقاف سوء المعاملة تلك‬ ‫هو جزء من هذه المعركة الملحمية.‬

çünkü siyaset bizim için önemli ve kim olduğumuzun bir parçası.

لأن ذلك مهم بالنسبة لنا، وهو جزء مما نحن عليه.

Tom bana üzerinde adresi yazılı olan bir kağıt parçası uzattı.

أعطاني توم ورقة مكتوب عليها عنوانه.

Ya bu Karun hazinesinin en değerli parçası olan bir kanatlı denizatı broşü vardı

إما كان هناك بروش فرس البحر المجنح ، وهو الجزء الأكثر قيمة من كنز كارون هذا

Lannes daha sonra General Augereau'nun bölüğünün bir parçası olarak İtalya'ya transfer edildi ve burada cesur,

تم نقل لانز بعد ذلك إلى إيطاليا كجزء من فرقة الجنرال أوجيرو ، حيث حظيت قيادته الجريئة

Giyotininin resmi olarak bir parçası olmak için kendilerine yaptırım uyguladığı, türünün ilk örneği olan Asmaa'ya geldi

اسماء داخل سوريا فوفق مراقبون تسيطر اسماء اليوم عبر اذرعها

On yıl sonra, Fransızların Kurtuluş Savaşı'nda sömürgecilere verdiği desteğin bir parçası olarak, General Rochambeau'ya Amerika'da eşlik etti

بعد عشر سنوات ، رافق الجنرال روشامبو إلى أمريكا ، كجزء من الدعم الفرنسي