Translation of "Ihtiyacı" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Ihtiyacı" in a sentence and their arabic translations:

Ve kaynaklara ihtiyacı vardır.

لكي يتمكنوا فعليًا من إحداث ذلك.

Onların yardımına ihtiyacı var.

هم في حاجة لمساعدتك.

Tom'un tavsiyemize ihtiyacı var.

توم يحتاجُ إِلى نصيحتَنا.

Tom'un yiyeceğe ihtiyacı vardı.

احتاج توم الطعام .

Tom'un neye ihtiyacı vardı?

ماذا احتاج توم؟

- Bu arabanın tamire ihtiyacı var.
- Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.

هذه السيارة تحتاج لإصلاح.

Onun ona onun ona ihtiyacı olduğundan daha çok ihtiyacı var.

هي تحتاجه أكثر ممّا يحتاجها.

Bu işin hepimize ihtiyacı var.

لذا فإنه سيحتاجنا جميعًا.

Tam tekenin ihtiyacı olan şey.

‫هذا ما يحتاج إليه القريدس بالضبط.‬

O gün yardıma ihtiyacı vardı

في ذلك اليوم احتاجت للمساعدة،

İnsanların kişisel bilgisayara ihtiyacı yoktu

لم يكن الناس بحاجة إلى كمبيوتر شخصي

Onların ekstra yardıma ihtiyacı var.

هم يحتاجون المزيد من المساعدة.

Onun o paraya ihtiyacı var.

هو بحاجة لذلك المال.

Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.

الطفل يحتاج الى الحنان.

Çocukların kendi odalarına ihtiyacı yok.

لا يحتاج الأطفال غرفًا خاصة بهم.

Tom'un biraz suya ihtiyacı var.

يحتاج توم لبعض الماء.

Onun bir doktora ihtiyacı var.

هي بحاجة لطبيب.

Onun sadece yardıma ihtiyacı var.

هو بحاجة للمساعدة فحسب.

Fadıl paraya ihtiyacı olduğunu söyledi.

قال فاضل أنّه كان بحاجة إلى المال.

Sami'nin astım ilacına ihtiyacı vardı.

كان سامي بحاجة لدواء الرّبو الخاص به.

Sami'nin bir ambulansa ihtiyacı vardı.

كان سامي بحاجة لسيّارة إسعاف.

Beyniniz ve mitokondrinizin sülfüre ihtiyacı var.

عقلك والميتوكندريا خاصتك بحاجة للكبريت.

çünkü onun huzura olan ihtiyacı yerine

لأنكم قمتم بوضع احتياجات حيوانكم الأليف للراحة والطمأنينة

Fakat Venezuela'daki insanların ihtiyacı olan bu

ولكن هذا ما يحتاجه الناس في فنزويلا،

Dikişe ihtiyacı vardı ama hastaneye gidemezdi.

هي بحاجة الى غرز لكن من المستحيل أن تذهب إِلى المستشفى

Ama onların ihtiyacı güler yüzlü birini,

لكن عندما يحتاجون إلى صديق حميم،

İhtiyacı olan her şey var burada.

‫كل ما تحتاج إليه موجود هنا.‬

Insanlığın en önemli ihtiyacı olan su

الماء ، أهم حاجة للبشرية

Onun konuşmak için birine ihtiyacı var.

هي في حاجة لأحد كي تتحدث معه.

Kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

في السماء والمحيطات

İhtiyacı olduğu parayı Mary'ye vermeyi reddetti.

رَفَضَ توم أن يُعطي ماري المال ألَّذي تَحتاج.

Tom'un iyi bir avukata ihtiyacı var.

توم يحتاج الى محامٍ جيد.

Fadıl'ın fena halde paraya ihtiyacı vardı.

كان فاضل بحاجة ماسة للمال.

Tom ve Mary'nin buna ihtiyacı var.

توم و ماري يحتاجان لهذا

Tek ihtiyacı olan bu bilginin yeniden canlandırılmasıydı

كل ما احتاج إليه هو أن تصحوَ هذه المعرفة من جديد

Toksinleri kanınızdan atabilmesi için sülfüre ihtiyacı var.

ليتمكنوا من إزالة السموم من مجرى دمك.

Bu mesaj hareketin ihtiyacı olan son şey.

وهذا عكس ما تحتاجه هذه الحركة.

Bu malarya aşılarına ihtiyacı olan Embarra Köyü

‫قرية "إمبارا" التي تحتاج للقاحات الملاريا‬

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

بالنسبة لهؤلاء الذين يعتمدون على جهاز التهوية لكي يتنفسوا،

Onların bugün bir yaşam sanşına ihtiyacı var.

يحتاجون حبل نجاة اليوم.

Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.

‫لكنه يحتاج إلى الضوء لرؤية فريسته.‬

Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,

‫يحتاج مستشفى قريب إلى ترياق بشدة،‬

Bu sefer daha çok besine ihtiyacı vardır

هذه المرة يحتاج إلى المزيد من الطعام

En çok ihtiyacı olduğu ise c vitaminidir

أكثر ما يحتاجه هو فيتامين ج

Erkeğin boşanması için bir sebebe ihtiyacı yoktu

لم يكن الرجل بحاجة إلى سبب للطلاق

- Onun çalışmasına gerek yok.
- Çalışmaya ihtiyacı yok.

إنها لا تحتاج إلى أن تعمل.

Tom'un hakikaten ihtiyacı olduğu tek şey, kucaklaşmaktı.

كل ما كان يحتاجه توم حقاً هو عناق.

Bitkilerin yetişmek için güneş ışığına ihtiyacı var.

تحتاج النباتاتُ ضوءَ الشمس لتنمو.

Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.

وفي الواقع، يحتاج هذا المشروع إلى الجميع.

Mutluluğa giden yolun bazen cesarete ihtiyacı var.

الطريق إلى السعادة يحتاج أحياناً شجاعة.

- Sami'ye gaz lazımdı.
- Sami'nin benzine ihtiyacı vardı.

سامي بحاجة للبنزين.

- Sami'ye gözlük lazımdı.
- Sami'nin gözlüğe ihtiyacı vardı.

كان سامي بحاجة لنظّارات.

Bu çalışmaların daha büyük çapta tekrarlamaya ihtiyacı var

يجب أن تُكرر هذه التجارب وعلى نطاق واسع،

Peki dünyanın neden bir erkek hapına ihtiyacı var?

لماذا يحتاج العالم حبوب منع حمل ذكورية؟

Insanın aşka olan ihtiyacı daha da artıyor bence.

تتولّد لدى الرجال برأيي حاجة أكثر إلحاحاً إلى الحبّ،

Ruh'ta aynı beden gibidir yani tedaviye ihtiyacı vardır

الروح مثل الجسد نفسه ، لذا فهي تحتاج إلى علاج

Doktorla, hastayla ya da ona ihtiyacı olan kişiye

ويمكن أن تنتقل عبر اتصال لاسلكي

O kedinin masadan inmek için yardıma ihtiyacı var.

هذا القط يحتاج للمساعدة كي ينزل من الطاولة.

Onun en çok ihtiyacı olan iyi bir iştir.

ما يحتاجه حقاً هو وظيفة جيدة.

Tom onlardan kaç tanesinin yardıma ihtiyacı olduğunu bilmiyordu.

لم يعرف توم كم واحداَ منهم احتاج الي مساعدة

Amaç sende olana ihtiyacı olanlarla ticaret yapmak değil.

ليس الهدف أن تبيع لكل شخص يحتاج ما تملكه.

Kendine bir kadeh şaraba daha ihtiyacı olup olmadığını soran

إما سؤالك لنفسك

Yemeği verecek olan ailenin bu sene neye ihtiyacı var?

ما الذي تحتاجه هذه العائلة هذا العام؟

Ağaçların bile tohumlarını uzağa saçmak için yardıma ihtiyacı var.

‫حتى الأشجار تحتاج إلى المساعدة‬ ‫في نشر بذورها إلى أبعد مكان.‬

Ve ağırlığının 2.5 katı kadar günlük besin ihtiyacı vardır

ويحتاج إلى 2.5 ضعف وزنه في اليوم.

Tom'un gerçekten ihtiyacı olan tüm şey yaklaşık on dolardı.

كل ما كان يحتاجه توم كان حقاً بخصوص عشرة دولارات.

Sorun Tom'un ne kadar paraya ihtiyacı olacağından emin olmamamızdır.

المشكلة اننا لسنا متأكدين كم من المال يحتاج توم

"Ne yapıyorsunuz? Benim kızım hasta, uzun süreli yardıma ihtiyacı var.

"ماذا تفعلون؟ طفلتي مريضة، إنها بحاجة للعلاح لأمد طويل.

Sovyet uzay programını geçmesi durumunda daha cesur bir göreve ihtiyacı

تريد تجاوز برنامج الفضاء السوفيتي ، فإنها بحاجة إلى مهمة أكثر جرأة.

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun! Dana'nın bize ihtiyacı var, hadi!

‫القرار لك، وفي الحالتين أسرع!‬ ‫"دانا" بحاجة لنا. هيا!‬

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun. Dana'nın bize ihtiyacı var. Hadi!

‫القرار لك. في الحالتين، أسرع.‬ ‫"دانا" بحاجة لنا. هيا!‬

Bu zehir kesesinin çok etkili olduğu kesindir. Büyük pençelere ihtiyacı yok.

‫تعرف أن كيس السم هذا هو مكمن قوته.‬ ‫ليس بحاجة لمخالب كبيرة.‬

Lem'in Ay'a iniş için yalnızca ekipman ve yakıta ihtiyacı olduğundan, küçük

نظرًا لأن الليم لا يحتاج إلا إلى المعدات والوقود للهبوط على سطح القمر ، فقد يكون صغيرًا

Sami hayatta kalmak için yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

كان سامي مرغما على الاعتراف أنّه كان بحاجة للمساعدة للبقاء على قيد الحياة.

Ordusunun kışı geçirebileceği ve yağmasının şımarıklığını yapabileceği yeni bir üs kurmaya ihtiyacı vardı.

كان بحاجة إلى إنشاء قاعدة حيث يمكن لجيشه قضاء الشتاء والاستمتاع بغنائم غاراتهم.

Bizi bu noktaya getirmekle harika bir iş çıkardın ama şimdi panzehre ihtiyacı olan benim.

‫لقد قمت بعمل رائع ‬ ‫بأنك أوصلتنا إلى هذا الحد،‬ ‫ولكنني الآن من يحتاج إلى الترياق.‬

Ile bunu tamamlamaya yönelik halk talepleri arasında, durmuş durumda olan ve kum ihtiyacı olan

ومطالباتٍ شعبيةٍ لاتمامه يبقى متوقفة وتبقى الرمال بحاجة

. Ve sadece iki şeye ihtiyacı vardı. Gerçekliği değiştirmek için belirli bir tür mutasyon. Ve

والصيد وتجارة التمور واللؤلؤ. وكانت بحاجةٍ لامرين لا غير.

Uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde

اللازمة للرحلة ستحتاج إلى صاروخ ضخم مستحيل لإطلاقه في الفضاء.