Translation of "Olduğundan" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Olduğundan" in a sentence and their arabic translations:

Onun öteki olduğundan,

لأنه هو الآخر،

Neler olduğundan bahsetti

تحدثت عما حدث

Haklı olduğundan eminim.

- أنا متأكد أنكَ محق.
- أنا متأكدة أنكَ محق.
- أنا متأكد أنكِ محقة.

Ne olduğundan emin değildim.

لم أكن واثقا مما يجري.

Gibi oyunlara, seçmeler olduğundan değil

ليس لأنه كان يحضر لتجارب أداء،

Kadınların da olduğundan emin oldum.

في عدد من الشركات التي عملت فيها،

şoförün ırkçı olduğundan emin oluyordum.

كنت متأكدة من أن السائق عنصريًا.

O, hasta olduğundan dolayı gelmedi.

هى غائبة بسبب المرض.

Dürüst olduğundan dolayı Tom'u severim.

أحب توم لأنه أمين.

Bunun nasıl olduğundan emin değilim.

لست متأكدا كيف حدث ذلك.

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

‫لست واثقاُ بنسبة 100 بالمئة من متانة الحبل.‬ ‫وكم مضى على وجوده هنا.‬

Dozun aslında doğru olduğundan neredeyse emin -

تحاول عندها إقناع نفسها بأن الوصفة مناسبة،

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

‫تلتزم بالشوارع الخلفية والصغار خلفها.‬

Size, ilerleyen süreçte ne olduğundan bahsettim

إنني اتحدث عن ما يحدث لاحقاً،

Everest Dağı, Dağların Ana Tanrıçası olduğundan

نظرًا لأن قمة إيفرست هي الإلهة الأم للجبال

Bunun yabancı olduğundan bahsetmeye çok mu alıştık?

هل نحن معتادون جدا على الحديث عن كونه الغربب؟

Toplantı konusuyla alakalı olan tutkunun göstergesi olduğundan.

كنت جدًا متحمسة مع الموضوع.

Bunu daha önce olduğundan daha iyi biliyoruz.

ندرك ذلك الآن، أكثر من أي وقت مضى.

Ne olduğun neye sahip olduğundan daha önemlidir.

من تكون أهم بكثير مما تملك

Gitmeden önce kapının kilitli olduğundan emin ol.

- تأكد جيدا من اغلاق الباب قبل ان تغادر.
- تأكد ان تغلق الباب قبل ان تخرج.

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

‫بوجود الكثير من الحيوانات الأليفة هنا،‬ ‫لديها خيارات أخرى.‬

Merkezdeki birliklerin çoğu piyade olduğundan ve sessiz kalamadığından,

بما أن معظم قواته في الوسط كانت من المشاة ولم تستطع مواكبة الإفرنجيين،

Sami, Leyla'nın başka erkeklerle görüşüyor olduğundan şüphelenmeye başladı.

بدأ سامي يشكّ أنّ ليلى كانت تواعد رجالا آخرين.

Omuza kadar boyları iki metre olduğundan... ...pek engel tanımazlar.

‫بارتفاعها الذي يبلغ مترين عند الكتفين،‬ ‫ليس هناك ما يعيقها.‬

Içinde bir yem olduğundan tam olarak emin olmak ister.

أن هناك وجبة بداخلها قبل أن تنغلق مصيدة الذباب.

Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.

‫لست واثقاً بأي شيء هي مثبتة بالأعلى.‬ ‫هناك احتمال بألا تصمد.‬

Bunun, birçoğumuz için kötü ve karanlık bir kelime olduğundan şüpheleniyorum.

أظن أن الكثير منا يظن أنها نوع من الكلمات البذيئة.

Sinir uçları ve kan damarlarıyla dolu olduğundan son derece hassastır.

‫احتواؤه على نهايات عصبية وأوعية دموية‬ ‫تجعله حساسًا بشكل استثنائي.‬

Bisikletini çalanın Tom olduğundan o kadar emin olmanı sağlayan ne?

ما الذي يجعلك متيقّنًا بأنّ توم هو الذي سرق درّاجتك؟

Onun ona onun ona ihtiyacı olduğundan daha çok ihtiyacı var.

هي تحتاجه أكثر ممّا يحتاجها.

Bu, kadınların da erkekler kadar orgazm olduğundan emin olmakla alakalı değil.

ولا يتعلّق أيضاً بحصول المرأة على عدد نشوات جنسيّة كالرجل.

Doyuracak üç büyük boğaz olduğundan anne, aileye yemek bulmakta güçlük çekecektir.

‫بوجود 3 بطون جائعة لإشباعها،‬ ‫ستكافح لتوفير المأكل لأسرتها.‬

Lem'in Ay'a iniş için yalnızca ekipman ve yakıta ihtiyacı olduğundan, küçük

نظرًا لأن الليم لا يحتاج إلا إلى المعدات والوقود للهبوط على سطح القمر ، فقد يكون صغيرًا

Diğerleri çok küçük ve hafif olduğundan havada daha uzun süre asılı kalırlar

وقطرات أخري تكون صغيرة وخفيفة جدا، فتسبح في الهواء لمسافة أبعد.

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

‫وزنها أكبر منه بـ20 بالمئة،‬ ‫لذا يستهلك تثبيتها كل قواه.‬