Translation of "Gelmeye" in Arabic

Bebek gelmeye hazırdı.

الطفل جاهز للخروج.

Gelmeye devam etti.

‫لكنها استمرّت في القدوم نحوي.‬

gelmeye zorlayacak tecrübeler yaratmaktı.

هي من خلال القيام بتجارب تجبرني لأكون هشًا.

Gerçeklerden üstün gelmeye başlar.

تبدأ في تجاوز الحقائق.

Yarın gelmeye niyetli misin?

هل تنوي القدوم غدًا؟

İşler ilginç hâle gelmeye devam edecek.

تستمر الأمور في التطور بغرابة.

Sonra yarışmacılar da deneyimli gelmeye başladı.

ثم بدأ المتسابقون أيضاً في القدوم.

Artık ödeme yapılmazsa gelmeye devam edecekler mi?

هل سيستمرون في العودة إن توقفنا عن الدفع؟

Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,

‫وهي تتحرّك نحوي.‬ ‫وغريزتي الطبيعية...‬

Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.

‫حسناً، يقترب المدّ بسرعة الآن.‬

En basit işler bile giderek daha zor gelmeye başladı.

حتى أبسط المهام والوظائف أصبحت أصعب بكثير.

Emirleri görmezden gelmeye teşvik etti. Kararları, Altıncı Kolordu Elchingen'de

تم تبرير قرارهم عندما فاز الفيلق السادس بعمل رائع في Elchingen ، والذي

Ceketinde bir delik fark etti ama görmezden gelmeye çalıştı.

لاحظ وجودَ ثقبٍ في سترته، لكنه حاول تجاهله.

Bir süre sonra bu davalılar masraf yapmamak için beraber gidip gelmeye başladılar

بعد فترة بدأ هؤلاء المدعى عليهم في العمل سوية لتجنب النفقات

Hava karardıktan sonra ancak en büyükler böyle açık bir alana gelmeye cüret eder.

‫فقط أَضخم الحيوانات تجرؤ على القدوم ليلًا‬ ‫إلى مكان مكشوف كهذا.‬