Translation of "Evi" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Evi" in a sentence and their arabic translations:

- Sami'nin evi yıkıldı.
- Sami'nin evi çöktü.

انهار منزل سامي.

Jane Aubrey Evi,

بيت جين أوبري

Evi kahve kokuyordu,

منزله كان يفوح برائحة القهوة.

Onun evi nerede?

أين بيته؟

Bu onun evi.

هذا بيتها.

Ona evi boyattım.

جعلته يدهن البيت.

Bu, babamın evi.

هذا بيت أبي.

Büyüdüğüm evi hatırlıyorum.

أتذكر البيت الذي نشأت فيه

Sami evi temizliyor.

سامي ينظّف المنزل.

Sami evi gördü.

رأى سامي ذلك المنزل.

Evi temizlemek zorundayım.

يجب أن أنظف المنزل

Menad evi temizliyordu.

كان مناد ينظف البيت.

- Sami'nin evi harabe içindeydi.
- Sami'nin evi harabeye dönmüştü.

كان منزل سامي حطاما.

Onun evi nehre yakındır.

بيته قريب من النّهر.

Biz evi yeşile boyadık.

طلينا المنزل باللون الأخضر.

Onun iki evi var.

لديه منزلين.

John'un evi kilisenin karşısındadır.

منزل جون مقابل الكنيسة.

Sami evi terk etti.

غادر سامي المنزل.

- Tom'un evi 2013'te inşa edildi.
- Tom'un evi 2013'te yapıldı.

بُنِيَ منزل توم في 2013.

Aynı yatağı ve evi paylaşacaktık,

سنتشارك نفس السرير والبيت.

Lütfen evi temizlememe yardım et.

ساعدني في تنظيف البيت من فضلك.

Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.

ترك أبوها البيت لها في وصيته.

Toım'un Bostonda da evi var.

توم ايضا يمتلك منزل فى بوسطن.

Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.

بيت السيد جونسون بالقرب من بيتي.

Bu evi tekrar terk etmeyeceksin.

لن تغادر المنزل مرّة أخرى.

Leyla'nın evi alevler tarafından yutuldu.

التهمت النّيران منزل ليلى.

Leyla'nın evi yanıp kül oldu.

احترق منزل ليلى بالكامل.

Sami'nin evi şu anda yanıyor.

منزل سامي يحترق الآن.

Sami'nin evi temizlendi ve satıldı.

تمّ تنظيف منزل سامي و بيعه.

- Onun evi benimkinden üç kat büyük.
- Onun evi benimkinin üç katı kadar büyük.
- Onun evi benimkinin üç katı büyüklükte.

بيته أكبر من بيتي بثلاث مرات.

İnsanlar tecavüz hakkında evi dışında konuşuyor,

يتحدث الناس عن الاغتصاب خارج المنزل،

Çin ve Nijerya'daki iki evi karşılaştıralım.

هيا نقارن بين المنازل في البلدين.

Onun evi benimkinden üç kat büyük.

بيته أكبر من بيتي بثلاث مرات.

Onun içinde yaşadığı bir evi yok.

ليس لديه بيت ليعيش فيه.

Onun evi buradan birkaç kilometre uzakta.

يبعد منزلها بضع كيلومترات فقط من هنا.

Fadıl parayı bulmak için evi aradı.

بحثَ فاضل في المنزل كي يعثر عن المال.

Fadıl'ın evi sadece beş dakika uzaktaydı.

كان يبعد منزل فاضل بخمس دقائق فقط من هناك.

Sami bütün günü evi temizleyerek geçirdi.

أمضى سامي اليوم كلّه و هو ينظّف المنزل.

Leyla evi satın almaya karar verdi.

قرّرت ليلى أن تشتري ذلك المنزل.

Sami'nin kızı onun için evi temizledi.

كانت ابنة سامي تعتني بمنزله.

Leyla'nın evi için Sami'nin anahtarı çalışmıyor.

مفتاح منزل ليلى الذي هو عند سامي غير صالح.

Evi temizlemem için lütfen bana yardım et.

ساعدني في تنظيف البيت من فضلك.

Onun evi buradan sadece birkaç kilometre uzaklıktadır.

يبعد منزلها بضع كيلومترات فقط من هنا.

Sami'nin ailesinin evi bir korku evine dönüştü.

تحوّل منزل أسرة سامي إلى منزل للفظائع.

Bir evi anahtarla kilitlemenin ne anlamı var ki?

إذا كان بإمكان أي شخص الدخول إليه عبر جهاز متصل بالشبكة؟

En iyi evi bulma olasılığınızı maksimize etmek istiyorsanız

إذا أردتم مضاعفة احتمالات العثور على السكن الأنسب لكم،

Onun evi çok küçük ve üstelik çok eski.

- بيته صغير، زدْ على أنّه قديم أيضاً
- بيته صغيرٌ، وكذلك قديمٌ

Evi binasıdır . Bugün küçük bir yükseklik olarak kabul edilmesine rağmen

ارتفاعٍ قليل لكنه في ذلك الوقت كان ارتفاعاً هائلاً. بنيت

Ben bir gün şu seviyeye geldiğimde şu arabayı alacağım şu evi alacağım

ذات يوم عندما أصل إلى هذا المستوى سأشتري هذه السيارة سأشتري هذا المنزل