Translation of "Dev" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Dev" in a sentence and their arabic translations:

Dedi dev

قال العملاق.

Dev kıllı akrep.

‫عقرب عملاق مشعر.‬

Dev bir kırkayak.

‫حريش عملاق.‬

dev bir asteroit

كويكب عملاق

Dev havuzlar halini aldı.

وتجمعت في برك ضخمة.

dev, şişirilebilir bir poşet gibi.

وتتقلص أثناء الزفير.

dev dalga vurur ve çekilir

ضربات موجة عملاقة وتسحب

Evet dünya dev bir mıknatıs

نعم العالم مغناطيس عملاق

Yani o dev fırtınalar gelince,

‫لذا حين اعتادت تلك العواصف العاتية الهبوب،‬

Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

حيوانات الباندا الضخمة تعيش في الصين فقط.

Tersi pis olan dev bir yaratık.

‫مخلوق ضخم له حضور.‬

Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi

كانت نظرية الاصطدام العملاق لا تزال مهددة،

Birçok dev çarpışmanın sinestiler oluşturduğunu keşfettik,

اكتشفنا أن الكثير من الاصطدامات العملاقة تنتج عنها أجسام سينيستيا،

''İnsanlar dev midyeleri korumayı niçin önemsesinler?''

"لماذا يجب على الناس الاهتمام بحماية المحّارات العملاقة؟"

O dev ülke Almanya'ya bir bakın

نلقي نظرة على ألمانيا تلك الدولة العملاقة

Zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.

‫بمضي الوقت، تخلف عملياتهم التنقيبية‬ ‫هذه الحفر الهائلة.‬

Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk.

لذا كنا نحاول إنقاذ نظرية الاصطدام العملاق.

Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin

ولهذا ، فإن هذين البلدين هذين العملاقين الأقوياء.

Fakat karşısında yine Microsoft denen dev duruyordu

لكنه كان يواجه العملاق المسمى Microsoft مرة أخرى

Davout'un dev birliği, Napolyon'un işgalinin mızrak ucuydu.

كان فيلق دافوت العملاق رأس الحربة لغزو نابليون.

Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,

تعطى لكل واحد فيكم هذه النعمة الكبيرة وهي الحياة،

Ya Microsoft ve Apple denen bir dev var

إما أن هناك عملاق يسمى Microsoft و Apple

Bu yüzden dünyanında dev bir manyetik alanı var

لذلك هناك مجال مغناطيسي ضخم في عالمك

Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.

كتب الكاتب أوسكار وايلد قصة "العملاق الأناني" في عام 1888.

Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.

‫في "اليابان"، أُلهمت من قبل أسطورة‬ ‫الحريشة العملاقة التي تدعى "أوماكادي".‬

dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.

كان بعض العلماء يريدون رفض فكرة الاصطدام العملاق بأكملها.

Orta kısımda ise 5 milyarlık dev bir grup var

ومن خلال هذه الأشياء، لدينا مجموعة لخمسة مليارات من الرجال،

Yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var.

كان لدي ملصق ضخم معلق لتمساح على جدار غرفة نومي.

Bir zamanlar güney pasifik efsaneleri dev midyeleri deniz tabanında

تصف أساطير منطقة جنوب المحيط الهادئ المحّارات العملاقة على أنها آكلات للبشر

Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.

‫إنه أشبه بدماغ عملاق تحت الماء‬ ‫يعمل على مدى ملايين السنين.‬

Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.

اتّضح أن للمحّارات العملاقة أثر كبير على الشعب المرجانية.

Fakat bizim bildiğimiz dev dalgada, dalga boyu 20 metre ise

لكن في الموجة العملاقة نعلم إذا كان طول الموجة 20 متراً

Zaten teknik olarak maksimum 500 metre olabiliyor dev dalganın uzunluğu

من الناحية الفنية ، يمكن أن يبلغ الحد الأقصى لطول الموجة العملاقة 500 متر

Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.

‫يبتلع سنجاب عملاق عشرات البذور‬ ‫من التين في كل قضمة.‬

Su kütlesi yeterli miktarda olmadığı için sadece dev dalgalar ortaya çıkar

تظهر أمواج ضخمة فقط لأن جسم الماء لا يكفي

Evet su kütlesi dev dalga anlamına gelse de teknik olarak farklı

نعم جسم الماء يعني موجة عملاقة لكن مختلفة تقنيا

dev dalga ile tsunami arasındaki teknik olarak farklılıklara bir de şu açıdan bakalım

دعونا نلقي نظرة على الاختلافات الفنية بين الموجة العملاقة وتسونامي

Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti

بعد أن غزا سليمان العظيم المجر ، أحضر مصباحين ضخمين للنفط من كنيسة هناك.

Apollo programı tekrar yoluna girdi ve bir sonraki adımı gerçekten dev bir adım olacaktı.

عاد برنامج أبولو إلى مساره الصحيح ، وستكون خطوته التالية قفزة عملاقة حقًا.