Examples of using "Tristes" in a sentence and their turkish translations:
Biz üzgünüz.
Üzgünler.
Biz çok üzgündük.
Biz üzgün değiliz.
Niçin hepiniz üzgünsünüz?
Sık sık hüzünlü müzik dinlerim.
O, bize üzücü haber getirdi.
Vedalar her zaman üzücüdür.
Üzücü filmleri sevmiyorum.
Üzgün gözleri gizleyemezsin.
Çocukların üzgün minik suratları
Hüzünlü filmler beni hep ağlatır.
en iyi arkadaşınla kavga edersin ve üzülürsün.
Böyle hüzünlü gözlerle bana bakma.
Yavru köpek çok üzgün gözlerle ona baktı.
Niçin bu kadar üzgünsün?
Onlar hayatımın en hüzünlü saatleriydi.
Tom Mary'ye üzücü haberi söylemek istemiyordu.
Bazen kaybettiklerimiz için üzülürüz.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
Onun ölümü herkesi üzdü.
Seyahat hayatın en acı zevklerinden biridir.
Neden üzgünsün?
Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.
Komedi her zaman biraz trajedi içerir. Üzgün palyaçolar olmasının nedeni bu.