Translation of "Canciones" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Canciones" in a sentence and their turkish translations:

- Él cantó algunas viejas canciones.
- Cantó algunas viejas canciones.
- Cantó algunas canciones viejas.

Birkaç eski şarkı söyledi.

Tom escribe canciones.

Tom şarkı yazar.

- Me sé multitud de canciones.
- Conozco un montón de canciones.

Ben çok şarkı biliyorum.

- Querríamos que cantaras algunas canciones.
- Queremos que cantes algunas canciones.

- Bazı şarkılar söylemeni istiyoruz.
- Birkaç şarkı söylemeni istiyoruz.

Escribimos y grabamos canciones.

Birlikte şarkılar yazdık ve kayıt aldık.

Cantamos canciones en coro.

Koroda şarkı söyledik.

Me estás cantando canciones.

Benim için şarkılar söylüyorsun.

Escribimos nuestras propias canciones.

- Biz kendi şarkılarımızı yazıyoruz.
- Kendi şarkılarımızı kendimiz yazarız.

Tom solía escribir canciones.

Tom şarkılar yazardı.

Cantó algunas viejas canciones.

Birkaç eski şarkı söyledi.

Conozco muchas canciones francesas.

Birçok Fransızca şarkı biliyorum.

- Queremos aprender algunas canciones españolas.
- Queremos aprender algunas canciones en español.

Bazı İspanyolca şarkılar öğrenmek istiyoruz.

Cantemos canciones en inglés juntos.

Birlikte bazı İngilizce şarkıları söyleyelim.

Le gusta cantar canciones populares.

O popüler şarkıları söylemeyi seviyor.

¿Tú traduces letras de canciones?

Şarkı sözleri çevirir misin?

Sabe cantar canciones en japonés.

O Japonca şarkı söyleyebilir.

Me encantan las canciones navideñas.

Noel şarkılarını severim.

Tom escribió unas canciones country.

Tom birkaç ülke şarkısı yazdı.

¿Cuántas canciones ha escrito Tom?

Tom kaç tane şarkı yazdı?

A menudo escucho canciones tristes.

Sık sık hüzünlü müzik dinlerim.

Queremos que cantes algunas canciones.

Birkaç şarkı söylemeni istiyoruz.

Hay algunas canciones de Escocia.

İskoçya'dan bazı şarkılar var.

Queríamos que cantaras unas canciones.

Birkaç şarkı söylemeni çok isterdik.

Mi afición es escribir canciones.

Şarkılar yazmak benim hobimdir.

No basta con cantar nuestras canciones,

Öylece şarkılarımızı söyleyemezsiniz,

Ella se sabía muchas canciones también.

O da çok şarkı biliyordu.

Él quiere aprender algunas canciones inglesas.

Birkaç İngilizce şarkı öğrenmek istiyor.

Tom ha escrito cientos de canciones.

Tom yüzlerce şarkı yazdı.

Mi hermana canta canciones muy bien.

Kız kardeşim şarkıları çok iyi söyler.

¿Nos cantas unas canciones en inglés?

Bizim için birkaç İngilizce şarkı söyler misin?

Las canciones de amor me conmueven.

Aşk şarkıları beni etkiler.

Me gusta escribir canciones en francés.

Fransızca şarkılar yazmayı severim.

Conozco un par de canciones francesas.

Birkaç Fransızca şarkı biliyorum.

Los escritores se saben muchas canciones.

Yazarlar, birçok şarkı biliyorlar.

Tomás dice que sabe escribir canciones.

Tom şarkılar yazabileceğini söylüyor.

Tom quería aprender algunas canciones francesas.

Tom bazı Fransızca şarkıları öğrenmek istedi.

A Roger le gustaba escribir canciones. También le gustaba tocar sus propias canciones en el escenario.

Roger şarkı yazmayı seviyordu. Aynı zamanda kendi şarkılarını sahnede söylemeyi de seviyordu.

No he escuchado alguna de sus canciones.

Onun şarkılarından herhangi birini dinlemedim.

Las canciones viejas eran mucho, mucho mejores.

Eski şarkılar çok, çok daha iyiydi.

¿Les gusta oír música o cantar canciones?

Müzik dinlemeyi mi yoksa şarkılar söylemeyi mi seversiniz?

He escrito cinco canciones hasta la actualidad.

Şimdiye kadar beş şarkı yazdım.

Cantamos canciones en la hoguera de campamento.

Kamp ateşinin etrafında şarkılar söyledik.

Muchas canciones para la campaña fueron escritas.

Bir sürü kampanya şarkıları yazıldı.

Muchas canciones tradicionales trataban de problemas sociales.

Birçok türküler toplumsal problemler hakkındaydı.

A ella le gusta cantar canciones viejas.

O eski şarkılar söylemeye düşkündür.

Todas sus canciones se convirtieron en éxitos.

- Onun şarkılarının hepsi zirve oldu.
- Onun şarkılarının hepsi hit oldu.

Cada noche, un ruiseñor nos cantaba canciones.

Her akşam, bir bülbül bize şarkı söylerdi.

He escrito un par de canciones navideñas.

Birkaç Noel şarkısı yazdım.

¿Qué tipo de canciones son populares estos días?

Bugünlerde hangi tür şarkılar popüler?

Tom tocó unas pocas canciones en el piano.

Tom piyanoda birkaç melodi çaldı.

Tom puede cantar unas pocas canciones en francés.

- Tom birkaç Fransız şarkısı söyleyebilir.
- Tom birkaç tane Fransızca şarkı söyleyebilir.

Muchas canciones religiosas en judeoespañol son traducciones del hebreo.

Birçok Yahudice dinî şarkı İbranice'den çeviridir.

A veces traduzco letras de canciones para mi esposa.

Bazen karım için şarkı sözleri çeviririm.

Me han pedido que cante un par de canciones.

Benden birkaç şarkı söylemem istendi.

Ken se ha aprendido de memoria muchas canciones japonesas.

Ken, birçok Japon şarkılarını ezbere öğrendi.

Tenemos que sacar todas las canciones dentro de esta semana.

Biz hafta sonundan önce tüm şarkıları öğrenmek zorundayız.

No me gusta ninguna de las canciones que canta Tom.

Tom'un söylediği şarkılardan herhangi birini sevmiyorum.

Una de mis canciones favoritas estaba sonando en la radio.

En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.

A Tom le gusta escribir poemas y letras de canciones.

Tom şiir ve şarkı sözleri yazmayı seviyor.

Tom es muy bueno tocando las canciones de Eric Clapton.

Tom Eric Clapton tarafından yazılmış şarkıları çalmada çok iyidir.

¿Solías grabar muchas canciones de la radio en una casette?

Eskiden radyodan kasete çok şarkı kaydediyor muydun?

Pero algunas canciones, modulan a otra tonalidad para un efecto dramatico.

Bazı şarkılar dramatik etki için başka anahtarlara geçerler.

Tom hizo una lista de las canciones que no le gustan.

Tom hoşlanmadığı şarkıların bir listesini yaptı.

Ken ha aprendido de memoria un gran número de canciones japonesas.

Ken bir sürü Japonca şarkı ezberledi.

El aire quieto de la mañana lleva sus canciones lejos del dosel arbóreo.

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

Mary usualmente tararea canciones en voz baja mientras ella trabaja en la cocina.

Mary mutfakta çalışırken çoğunlukla alçak sesle şarkılar mırıldanır.

Famosas canciones de muerte, con los famosos últimos stands, todo ese tipo de cosas.

ünlü ölüm şarkılarına, ünlü son stantlara duyulan hayranlıktır .

Ella contó algunos chistes y cantó algunas canciones graciosas para el paciente de al lado.

O bir hastanın yanında bazı fıkralar anlattı ve bazı komik şarkılar söyledi.

Roger Miller empezó a escribir canciones porque le encantaba la música que oía en la radio.

Roger Miller radyoda dinlediği müziği sevdiği için şarkılar yazmaya başladı.

Entre otras cosas, no conozco en absoluto a los miembros más recientes, ni sus nuevas canciones.

Bu arada ben son üyeleri, ne de onların yeni şarkılarını biliyorum.