Examples of using "Trajo" in a sentence and their turkish translations:
Tom bunu getirdi.
Tom ne getirdi?
Tom çiçekler getirdi.
Bunu kim getirdi?
Tom biraz bira getirdi.
Beni buraya kim getirdi?
Seni buraya ne getirdi?
Mark kitabı götürdü.
Tom kimi getirdi?
O bir süpürge getirdi.
Tom bir kamera getirmedi.
Tom bize hediyeler getirdi.
- Tom bir pasta getirdi.
- Tom bir kek getirdi.
ve birçok yere ulaştı.
Annem bize bir yavru köpek satın aldı.
- Elmalar, portakalllar, ve benzerlerini getirdi.
- Elma, portakal falan getirdi.
Teyzem bana çiçek getirdi.
Bill bana bu kitabı getirdi.
O, bize üzücü haber getirdi.
Bill bana kitap getirdi.
O, onu bizim yerimize getirdi.
Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.
O bana bir bardak çay getirdi.
- Tom Mary için bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.
Resim bir sürü anıyı geri getirdi.
O resim birçok anıları geri getirdi.
O, ailesine utanç getirdi.
O, bugün onun öğle yemeğini getirdi.
Teyzem bana bazı çiçekler getirdi.
Hiç kimse çatal-bıçak takımlarını partiye getirmedi.
Kısa bir yürüyüş beni göle getirdi.
Bill bana bir bardak su getirdi.
Savaş ülkeye yıkım getirdi.
Bana Almanca birçok roman getirdi.
- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.
- O bana bir bardak çay getirdi.
- O, bana bir fincan çay getirdi.
Tom'u buraya getiren benim.
Biz oturur oturmaz, o bize kahve getirdi.
Tom, Mary'yi partimize getirdi.
Köpeğini okula getirdi.
Köpek topu getirdi.
Tom bana bir bardak çay getirdi.
Tom Mary'ye bir bardak su getirdi.
Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.
Robotlarla topladığı ay taşlarını getirmişti
Her zamanki gibi o bana bir şey getirmedi.
O, arabasında beni geri getirdi.
O beni bir arabayla okula getirdi.
O bir Kanadalı kız eşliğinde geldi.
(Senin) Davranışların ailemizin üzerine kara leke getirdi.
Biz oturur oturmaz, o bize kahve getirdi.
Bir şey bunu öldürmüş ve yemek için bu mağaraya getirmiş.
Çay istediğimde, bana kahve getirdi.
Bebek çıplaktı.
Evinin geçimini sağlar.
Doğum günüm için bana getirdiği şeye bak.
Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.
Annesinin kaybı ona acı ve pişmanlık getirdi.
O, onu ebeveynlerimle tanıştırmak için bizim eve getirdi.
Ama en azından NASA için Apollo 8'in başarısı umut getirdi.
sahte tarafsızlık ve müttefiklik mukaveleleri ile mümkün olmuştu.
Ben ondan bir çay istemiş olsam da o bana bir kahve getirdi.
Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ı fethettikten sonra oradaki bir kiliseden iki tane dev kandil getirmişti
Tom partideydi ve beni eve götürdü.