Examples of using "Empezado" in a sentence and their turkish translations:
O başladı.
Biz zaten başladık.
Başlamadım.
Evet, bu zaten başladı.
Yağmur yağmaya başlamıştı.
Tom çoktan başladı.
O zaten başladı.
O başladı.
Biz henüz başlamadık.
Mary zaten başladı.
Başlamadım bile.
Mary henüz başlamadı.
Film başladı mı?
Esperanto öğrenmeye başladınız.
Eric şarkı söylemeye başladı.
Gazeteleri geri dönüştürmeye başladık.
Zaten başladı.
Başlamadım.
Onlar bizden daha erken başlamış.
"Nanette" benimle başlamış olabilir.
Tom saçını kaybetmeye başladı.
Film önceden başlamalıydı.
Beyzbol sezonu açıldı.
Garip biçimde davranmaya başladı.
Tom iş aramaya başladı.
Hava aniden soğudu, değil mi?
Mary başladı mı?
- Kar yağmaya başladı.
- Kar yağışı başladı.
Kedi garip biçimde davranmaya başladı.
Onlar başlar başlamaz yağmur yağmaya başladı.
Sigaraya karşı bir kampanya başlattık.
Vicenza'da az önce kar yağmaya başladı.
Acı şimdi hafiflemeye başladı.
Başladığımı bitireceğim.
Ben kitabı okumaya başladım.
O kitabı zaten okumaya başladım.
Tom bir iş aramaya başladı.
Yapmaya çalıştığımız şey bu.
Yapraklar renk değiştirmeye başladı.
Başlamadım bile.
''Bitirdin mi?'' -''Aksine, daha hiç başlamadım bile.''
Tom yeni bir iş aramaya başladı.
Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır.
İlk elmalar zaten düşmeye başladı.
Kar yağmaya başladı.
Eric şarkı söylemeye başladı.
"Bitirdin mi?" "Tam tersine, henüz başlamadım bile."
Anlamaya başlıyorum.
Esperanto öğrenmeye başladın.
ve devam etmekte olan bir toplantıya çağırıldım.
İngilizce çalışmaya başladın mı?
Başlamadım.
Bir defa bir şeye başladıktan sonra ondan pes etme.
John Hopkins Üniversitesi'nde Dr Danny Wirtz'in laboratuvarında
Mary zaten başladı.
Tokyo'da yeni bir tür araba satmaya başladılar.
Tom henüz sınav için çalışmaya başlamadı bile.
Karım bugün Muay Thai yapmaya başladı. Tırsıyorum.
Tom alnında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
Tom hatalar yapmaya başladı.
Brian onunla bir ilişki başlattığına pişman ve ondan kaçmak istiyor.
Yağmur yağmaya başladığında, neredeyse başlamamıştık.
- Esperanto öğrenmeye başladın.
- Esperanto öğrenmeye başladınız.
Tom, Mary'nin daha akşam yemeğini pişirmeye bile başlamadığını fark etti.
Oraya gittiğimde dans çoktan başlamıştı.
Öğleden sonra 4.00'te stadyuma geldim ama maç zaten başlamıştı.
Tom yeni bir iş aramaya başladı.