Translation of "Similar" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Similar" in a sentence and their turkish translations:

Hice algo similar.

Ben benzer bir şey yaptım.

- Es similar.
- Es parecido.

O benzer.

Almacenan su grano de manera similar,

benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

¿Has oído de algo similar antes?

Hiç benzer bir şey duydun mu?

Sugirió un plan similar al mío.

O benimkine benzer bir plan önerdi.

Es muy similar a la gripe

"Grip gibi."

La muerte es similar al sueño.

Ölüm uykuya benzer.

Llevaba un cuchillo o algo similar.

O bir bıçak ya da benzer bir şey taşıdı.

¿Tenéis un dicho similar en japonés?

Japoncada benzer bir deyişiniz var mı?

En Australia no tenemos nada similar.

Avustralya'da bunun gibi bir şeyimiz yok.

Que están haciendo algo similar a esto.

hemen hemen 30'dan fazla balıkçı var.

O está prohibido hacer una ceremonia similar

veya buna benzer tören yapmak haramdır

Su bicicleta es similar a la mía.

Bisikletiniz benimkine benziyor.

Tu opinión es similar a la mía.

Senin fikrin benimkine benziyor.

Mi opinión es similar a la suya.

Benim görüşüm seninkine benzer.

¿No hay un evento similar al beber raki?

Rakı içerken de buna benzer bir olay yapılmıyor mu sanki

Yo haría lo mismo en una situación similar.

Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.

Mary y su hermana tienen un peinado similar.

Mary ve kız kardeşinin benzer saç sitili var.

En comparación con un período similar el año anterior.

kıyaslanan benzer dönem sadece bir yıl öncesiydi.

Es una estrella similar a millones de otras estrellas.

Diğer milyonlarca yıldızdan sadece bir tanesi.

Este reloj es similar al mío que perdí ayer.

Bu saat,dün kaybettiğim saatle aynı.

Recuerdo haber oído un sonido similar en mis sueños.

Rüyalarımda benzer bir ses duyduğumu hatırlıyorum.

¿Creés que haya algún planeta similar a la Tierra?

Dünya benzeri gezegenler olduğunu düşünüyor musun?

Todos nuestros cerebros procesan el estrés de manera fundamentalmente similar.

Beynimiz stresi benzer ve asli şekilde işliyor.

Utilizando una tarjeta de e-identificación similar a la mía

Ve bu saydıklarımın hepsini

Existe una situación similar en los turcos de Asia Central.

Orta Asya Türkler'inde yine buna benzer bir durum var ortada

El clima de Nueva Zelanda es similar al de Japón.

Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.

La chirivía es una especie bienal, similar a la zanahoria.

Yabani havuç, iki yılda bir yetişen, havuca benzer bir türdür.

De forma similar a como uno siente que es su cuerpo,

Senin bedenin gibi hissetmeye başladığın zaman,

Es que la distribución es muy similar entre hombres y mujeres.

kadın ve erkeklerde oldukça benzediğini söyleyebilirim.

De nuevo, las hormigas tienen otra característica similar a la humana

yine karıncaların insana benzer bir özelliği daha var

Estudiamos un tipo de sapo venenoso muy similar a una roca.

Biz bir taşa çok benzeyen bir tür zehirli kurbağa inceliyoruz.

De un modo similar, la vigilancia facial permite que una autoridad centralizada,

Benzer şekilde, yüz gözetimi, merkezî bir otoriteye --

Almacenar sal sería similar ya sea que estés en Asia o en África;

Asya veya Afrika'da olun, tuz saklama şekliniz benzer

Existe el mismo evento similar, en realidad con el viaje en el tiempo

Aynı benzer bir olay var aslında zaman yolculuğuyla

En cuanto suba el nivel del agua. La situación también será similar para

görülüyor . Durum Danimarka ve Belçika için de benzer olacak

Su cabello largo y despeinado era similar a la melena de un león.

Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.

Este juego es similar en ciertos aspectos al fútbol americano de hoy en día.

Bu oyun bazı bakımlardan bugünkü Amerikan futboluna benzer.

Acuerdo que llamó matrimonio de la experiencia es similar en que cada uno de los

deneyim evliliği olarak adlandırdığı anlaşmanın, eşlerin her birinin geçici bir sözleşmede şartlar

Fraude de lo que llamaron prostitución, y otros vieron en una versión similar al matrimonio

fuhuş dedikleri sahtekarlığı gördü ve diğerleri Şiiler için ortak

Al juntar dos tomas sincronizadas de manera similar donde un objeto pasa en primer plano,

Bir objenin sahne önünden geçtiği iki benzer zamanlı çekimi bir araya koyarak

Un nuevo contrato similar a un acuerdo adjunto Por el contrato de matrimonio original, pero con

bir uzlaşma girişimi olarak sunuldu. Orijinal evlilik sözleşmesine göre, ancak

No es muy similar a la estructura de la religión cristiana en términos de estructura y arquitectura.

yapı ve mimari itibariyle çok da Hristiyan dininin yapısına benzemiyor

Esas sombras aparecieron de una forma similar a la de un dinosaurio gigante, con un cuello largo y una mandíbula muy grande, sin dientes.

Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.