Examples of using "Pronunciar" in a sentence and their turkish translations:
- Benim için telaffuz etmek zor.
- Telaffuz etmek benim için zor.
Adımın nasıl telaffuz edildiğini,
Bir konuşma yapmam gerekir mi?
Bu kelimeleri telaffuz edebilir misin?
Biri bu karakterin nasıl telaffuz edileceğini biliyor mu?
Kelimeyi telaffuz etmek benim için zordur.
Bu kelimenin nasıl telaffuz edildiğini biliyor musunuz?
O bir kelime söyleyemedi.
Onun adını telaffuz ederken sorun yaşadım.
Bu sözcüğü telaffuz etmek zordur.
Onun adının nasıl telaffuz edildiğini bilmiyorum.
Telaffuz edemediğin kelimeleri işaretle.
Bu sözcüğü telaffuz edebilecek biri var mı?
Kelimeyi nasıl edeceğimden emin değilim.
Kelimenin nasıl telaffuz edileceğinden emin değilim.
Tom'un soyadını telaffuz etmeyi bilmiyorum.
Tom'un soyadını telaffuz etmek zor.
Kelimeyi nasıl heceleyeceğimi öğretti.
Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.