Examples of using "Discurso" in a sentence and their turkish translations:
O konuşmayı hatırlıyorum.
Onun konuşması bizi çok etkiledi.
François bir konuşma yaptı.
Onun konuşması beni sıktı.
O bir nutuk çekti.
Bir konuşma yapmam gerekir mi?
Konuşma yapmak zorunda mıyım?
Konuşmanız müthişti.
- Konuşman nasıldı?
- Konuşman nasıl geçti?
Onun konuşması mükemmeldi.
Tom bir konuşma yaptı.
Konuşmayı kaçırdığım için üzgünüm.
O, iyi bir konuşma yaptı.
Onun konuşması izleyiciyi tahrik etti.
- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.
Onun konuşmasını kaydetmelisin.
Onun konuşması espri doluydu.
Tom iyi bir konuşma yaptı.
Kimse konuşmayı dinlemiyordu.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
- Konuşma yarım saat sürdü.
Onun konuşmasından derinden etkilendim.
Konuşması üç saat sürdü.
Bir konuşma yapmak zorunda mısın?
Onun konuşması çok etkileyici.
Ana konuşmayı kim yapıyor?
- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.
O ders beni gerçekten teşvik etti.
Hillary'nin konuşmasını duydunuz mu?
- Konuşmasına özenle hazırlandı.
- Yapacağı konuşmayı titizlikle hazırladı.
Tören onun konuşmasıyla başladı.
Tom'un konuşması mükemmeldi.
O, dün çok uzun bir konuşma yaptı.
Başkanın konuşması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir konuşma yapmak zorunda mısın?
Tom Fransızca bir konuşma yaptı.
Bizim müdür uzun bir konuşma yaptı.
Onun uzun konuşmasından sıkıldım.
AFA Başkanı.
Dinleyiciler konuşmasından çok etkilendi.
Onun konuşması ortam için uygundu.
Onun konuşmasından çok etkilendim.
Onun konuşmasını dinleyemeyecek kadar geç vardım.
Konuşmasından sonra seyirciler yükse sesle alkışladı.
Gerçekten bir konuşma yapmamı istiyor musun?
Dün düğünde bir konuşma yaptım.
Onun uzun konuşması hepimizi sıktı.
Konuşmasını kasetten sildi.
Konuşman duruma uygundu.
Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı?
Başkan Dilma'nın konuşmasını dinlediniz mi?
Tom'un konuşması oldukça ilginçti.
Tom dün çok uzun bir konuşma yaptı.
Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
Tom'un konuşması sonuncu geldi.
Tom'un konuşması çok sıkıcıydı.
O, konuşmanın sonunda sözü tekrarladı.
Acilen bir konuşma yapmak zorunda kaldım.
Başbakanın konuşmasını beğenmedim.
İlk kez bir konuşma yapacağım.
Partide bir konuşma yapmak zorunda.
Ben yalnızca Tom'un konuşmanın sonunu duydum.
Kurallara bakılırsa,onun konuşmasında birkaç hata vardı.
Bir konuşma yapsan ve hiç kimse gelmese ne olur?
Konuşmasının konusunu anlayamadım.
İngilizce bir konuşma yapmam rica edildi.
Onlar için özellikle yazılmış bir konuşma duydular.
Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı.
Onun konuşmalarının en önemli özelliği neydi?
DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken
evet baktığımız zaman onların söylemlerinde şöyle bir durum var
Şirketimizin adına bir konuşma yaptı.
Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.
Onun konuşmasının ana noktasını anlamadım.
Konuşmasının ortasında sustu.
O, konuşmasında hükümetin politikasına saldırdı.
Konuşması için çalışacak fazla zamanı yoktu.
Konuşmasının ortasında bayıldı.
Tom Mary'nin bir konuşma yapmasını rica etti.
O, Alzheimer hastalığı hakkında bir konuşma yaptı.
Toplantıda İngilizce bir konuşma yaptı.
Bir kurum için açılış konuşması yapıyordum
ve 15 dakikalık yaptığı konuşmanın ardından
Onun dersi çok uzun.
Konferans vaktinde başladı.
Ders gerçekten de sıkıcıydı.
Konferans iki saat sürdü.
Başkanın yürekten konuşmayı öğrenmesi lazım.
Jane'nin konuşmasında söylediğini neredeyse izleyemedim.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
O, onu bir konuşma yapması için ikna edemedi.
Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı.
Tom açış konuşması için zamanında burada olacağına beni temin etti.
Öğrenci, yargıcın, konuşması üzerindeki kritik yorumlarıyla cesaretlendi.
Büyük bir kalabalık başkanın konuşmasını bekledi.
Öğretmen bana konuşmamı hazırlamak için daha çok zaman harcamam gerektiğini söyledi.