Translation of "Periodista" in Turkish

- Es un periodista.
- Él es periodista.

- O bir gazeteci.
- O bir gazetecidir.

Soy periodista.

Ben bir gazeteciyim.

¿Eres un periodista?

Gazeteci misin?

Ella es periodista.

- O bir gazeteci.
- O bir gazetecidir.

Tom es periodista.

Tom bir gazeteci.

Quiero ser periodista.

Bir gazeteci olmak istiyorum.

Espero ser periodista.

Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.

Es un periodista.

O bir gazeteci.

- El periodista fue secuestrado por terroristas.
- Terroristas secuestraron al periodista.

Gazeteci, teröristler tarafından kaçırıldı.

Yo quería ser periodista.

- Bir gazeteci olmak istedim.
- Gazeteci olmak istiyordum.

Melanie trabaja como periodista.

Melanie bir gazeteci olarak çalışıyor.

Mi novio es periodista.

Benim erkek arkadaşım bir gazetecidir.

Soy un periodista polaco.

Ben Polonyalı bir gazeteciyim.

Quiero ser un periodista.

Gazeteci olmak istiyorum.

Mi hijo es periodista.

Oğlum bir gazeteci.

Mi prima es periodista.

Kuzenim bir gazeteci.

El periodista criticó al político.

Gazeteci politikacıyı eleştirdi.

Periodista: ¿Puedes darme un ejemplo?

Muhabir: Bana bir örnek verebilir misin?

Él es un periodista independiente.

O bir serbest gazeteci.

Vos sos un buen periodista.

Sen iyi bir gazetecisin.

Tom pretende convertirse en periodista.

Tom bir gazeteci olmaya niyetleniyor.

Tomen el consejo de una periodista.

Bu kuralda, gazetecileri örnek alın.

Como periodista, me encontré girando el lente

Bir gazeteci olarak kamerayı çevreye tutar halde buldum kendimi,

Periodista: ¿Le compraste un gatito a ella?

Muhabir: Ona bir yavru kedi mi almıştınız?

Donde había trabajado más de 20 años como periodista.

bir satın alıma gönüllü oldum.

Un periodista turco visitando el Museo Metropolitano en América

Amerika'da Metropolitan Müzesi'nde gezen bir Türk gazeteci

Un periodista informó de inmediato la situación en Turquía

O gazeteci durumu hemen Türkiye'ye bildirdi

Si él es un periodista, yo soy una estrella.

O bir gazeteci ise ben bir yıldızım.

Su carrera como periodista estaba lleno de logros distinguidos.

Bir gazeteci olarak onun kariyeri seçkin başarılarla doluydu.

- El periodista se mantuvo en calma incluso en una situación de emergencia.
- El periodista se mantenía tranquilo incluso en una emergencia.

Gazeteci acil bir durumda bile sakindi.

Sus padres no simpatizaban con su deseo de ser periodista.

Ailesi onun gazeteci olma isteğini desteklemiyordu.

Una vez se confundió porque una periodista llamó a un cerdo gordo

bir keresinde kadın bir gazeteciye şişman domuz dediği için ortalık karıştı

Uno de ellos es un maestro, otro es un médico, y el otro es un periodista.

Biri öğretmen, bir başkası doktor ve diğeri bir gazetecidir.