Examples of using "Me dio" in a sentence and their turkish translations:
- O, bu eski paraları bana verdi.
- Bana bu eskimiş madeni paraları verdi.
Bana bu CD'yi verdi.
Tom bana bir şey verdi.
Bana bir gömlek verdi.
O bana bir kalem verdi.
Rahip bana hakkını helal etti.
bana her şeyi veren kişi.
Asker bana su verdi.
O, bana bir oyuncak verdi.
O, benim lehimde konuştu.
O bana bir parça tavsiye verdi.
O bana kısa bir yanıt verdi.
O bana bir saat verdi.
O bana bir ipucu verdi.
Bana bir saat aldı.
O bana bir hediye verdi.
O, bana arkasını döndü.
Bana ekmek ve süt verdi.
Bana sarıldı.
O bana bir elma verdi.
Tom ifademi aldı.
Bana söz verdi.
O, bana 10.000 yen verdi.
O, bana bir hediye verdi.
O bana birkaç kitap verdi.
O haberi Hashimoto'dan aldım.
O, bana 10.000 yen verdi.
O, bana bir örnek verdi.
Tom bana anahtarını verdi.
Tom bana otuz dolar verdi.
Tom bana numaranı verdi.
Benimle tokalaştı.
Tom bana bu oyunu verdi.
O bana bir şey vermedi.
Tom bana bir sürü tavsiye verirdi.
Ann bu hediyeyi bana verdi.
O bana yemek için çok şey verdi.
O bana moral destek verdi.
Tom bana bir anahtar verdi.
O bana ihtiyacım olan şeyi verdi.
O aniden bana bir öpücük verdi.
Ve bu bana garip bir öz güven verdi.
Halam bana bir albüm verdi.
Amcam bana arabasını verdi.
- Mary bana Amerikalı bir bebek verdi.
- Mary bana bir Amerikan bebeği verdi.
O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
O, bana bir parça iyi öğüt verdi.
O, bana biraz para verdi.
O, bana çok tavsiye vermedi.
Bana şekersiz çay verdi.
O, bana yiyecek bir şey vermedi.
Beni sıkıca kucakladı.
Bütün parasını bana verdi.
O, bana tüm detayları anlattı.
- Amcam bana bir hediye verdi.
- Dayım bana bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.
Tom bana gitmem için izin verdi.
Bana iyi bir nasihat verdi.
- Bana telefon numarasını verdi.
- O bana telefon numarasını verdi.
Kötü koku beni rahatsız etti.
O, bana harika bir hediye verdi.
O, bana hoş bir çift ayakkabı verdi.
Taze ıstakozun görünümü iştahımı açtı.
Yemeğin kokusu beni acıktırdı.
Yaşlı kadın bana iki ilginç kitap verdi.
O bana gözleriyle teşekkür etti.
Bana güzel bir Noel hediyesi verdi.
Mesajı bana telefonla gönderdi.
O onay damgasını bana verdi.
Babamın bana verdiği saati kaybettim.
Yaşlı adam bana bir parça faydalı öğüt verdi.
Bana yiyecek ve para da verdi.
Babam bana bir bilgisayar oyunu verdi.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- Erkek kardeşim bana şirin bir bebek verdi.
Tom beni arabayla eve götürdü.
Bana mektubu verdi ve ayrıldı.
Susadım.
O kırmızı gömleği bana vaftiz babam verdi.
Onu takvimime not etmeyi ihmal ettim.
Onun söylediği beni utandırdı.
O, bana deriden yapılmış bir çanta verdi.
Bana bir kâğıt yaprak verdi.
Kader bana acımasız bir ders verdi.
Amcam bana bir çift ayakkabı verdi.
Bill omuzumu yavaşça vurdu.
O omzuma yavaş yavaş vurdu.
- O, omuzumu tıpışladı.
- O hafifçe omzuma vurdu.