Examples of using "Hablarle" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un Mary ile konuşması gerekiyor.
Ona söylemeye cesaret edemiyorum.
Köpekle konuşmaya başladı.
Sen onunla konuşabileceğimi söyledin.
Tom, Mary ile konuşamadı.
Tom Mary ile konuşmak için durdu.
O, kızlarla konuşamayacak kadar çok utangaçtır.
John'un Bay Brown ile konuştuğunu duydum.
Ancak bir kadın olarak, sadece kendi deneyimlerimi
Ben Tom'a onunla özel olarak konuşabilip konuşamayacağımı sordum.
Tom'un Mary ile konuşacak cesareti yoktu.
O, onunla tekrar asla konuşmamaya kararlıydı.
İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.