Translation of "Gritaba" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Gritaba" in a sentence and their turkish translations:

Un hombre gritaba algo, agitando la mano.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

Cuando él se partió la pierna gritaba de dolor.

O bacağını kırdığında acıdan bağırıyordu.

El hombre a punto de ahogarse gritaba pidiendo ayuda.

Boğulan adam yardım için bağırdı.

Un astuto cazador, Cristóbal Colón, una vez se puso una caperuza roja y se adentró en el bosque. Sin dudarlo, atrajo al Gran Lobo Malvado, lo atrapó y se llevó a rastras al lobo que gritaba de vuelta a su barco.

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.