Examples of using "Enojo" in a sentence and their turkish translations:
Onun öfkesi gerçekti.
O ona öfkeyle baktı.
O kolayca birden sinirlenir.
Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.
öfkeli, huysuz davranış biçimi.
Jim öfkesine hâkim olabildi.
Kolayca sinirlenirim.
Öfke, olumlu değişimler yaratmak konusunda uzun bir tarihe sahip
Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
Bir kadın olarak, bir iş toplantısında öfkenizi dile getirdiğinizde
Bence benden daha fazla saklamayın sonradan öğrenince çok daha fazla kızıyorum.