Translation of "Enfrentarse" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Enfrentarse" in a sentence and their turkish translations:

Alí tiene que enfrentarse a su pasado.

Ali geçmişiyle yüzleşmek zorunda.

Él estaba preparado para enfrentarse a su destino.

O, kaderiyle yüzleşmeye hazırdı.

Un soldado a menudo tiene que enfrentarse al peligro.

Bir asker sık sık tehlikeyle yüzleşmek zorundadır.

La Grande Armée, y marcharon hacia el este para enfrentarse a la Tercera Coalición.

en büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

De la Grande Armée y marcharon hacia el este para enfrentarse a la Tercera Coalición.

ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdüler.

Cuando Napoleón avanzó hacia los Países Bajos en junio, para enfrentarse a los ejércitos de

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

- Tom necesita ver los hechos a la cara.
- Tom tiene que enfrentarse a los hechos.

Tom gerçeklerle yüzleşmeli.

La canción de Thormod, de hombres valientes que se levantan para enfrentarse a una muerte segura ... resultó ser una premonición.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

- Muchos países están experimentando problemas similares.
- Muchos países deben enfrentar problemas similares.
- Muchos países tienen que enfrentarse a problemas parecidos.

Birçok ülke benzer sorunlar yaşıyorlar.