Examples of using "Preparado" in a sentence and their turkish translations:
Hazır olacağım.
Siz hazırsınız.
- Kendini hazırla!
- Hazırlıklı ol.
Hazırlıklı olmalıyım.
Her şey hazır mı?
O hep hazırlanıyor.
Her şey hazır.
Tom hazırdı.
Tom hazır mı?
Kahve hazırladım.
Tom hazır değil.
Hazır olacağım.
Üç pasta hazırladı.
Hazır olmak zorundasın.
Ben de hazırdım.
Ben de hazırım.
Ben hazırım.
Ben ölmek için hazır mıyım?
Oy vermek için hazırım.
İstediğin şeye ulaşmak konusunda
Banyonu hazırladım.
Şimdi gitmeye hazırım.
Onun için hazır değildim.
Her şey için hazır olmak istiyorum.
Yarın için her şey hazır mı?
Artık hazırım, başlayabilirsiniz.
Ben en kötüsüne hazırım.
Yarın için ne hazırladın?
Ben savaşa hazırım.
Geri döndüğümde her şeyin hazır olmasını istiyorum.
Hazır olmadığımı söyledim.
Senin için hafif bir yemek hazırladım.
En kötüsü için hazır olmalısınız.
Her şey hazır.
Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
O, bir deprem için hazırdır.
Hazır değildim.
Her şey için hazır olmak zorundasın.
Tom en kötüsü için hazır.
Ben zaten hazırım.
Ne kadar uzağa gitmeye hazırsınız?
Sanırım gitmeye hazırım.
Tom ölmeye hazır değildi.
Tom herhangi bir acil durum için hazır.
Sınava çalışmdan girdim.
- Gitmeye hazır değildim.
- Ben gitmek için hazır değildim.
Pekâlâ, halatı bağladım. Atlamaya hazırım!
Anne henüz akşam yemeğini pişirmedi.
Siz hacca gitmek için gerçekten hazır değilsiniz.
Kötü haberi duymaya hazır mısın?
Hasta, ameliyat için hazır mı?
Tom'un yaptığı hiçbir şeyi yemem.
Tom baba olmak için hazır değil.
O en kötüsü için hazırlık yaptı.
Tom sınav için iyi hazırlandı.
Sınava hazırlıklı olduğumu sanmıyorum.
Diğer taraftan, bizim bulduğumuz ilaç kokteyli metastazı hedef alırken
Tom Mary'nin hazırladığı yemeği tattı.
Gitmek için hazır mıyım?
Ben gitmeye hazırım.
Ben başlamak için hazırım.
Kahvaltı hazır mı?
O, kaderiyle yüzleşmeye hazırdı.
Hazır olduğunda bana bildir!
Ben senin için herhangi bir şeyi yapmaya hazırım.
O, her zaman hazırdır.
Her şeyin zamanında hazır olacağını size garanti ediyorum.
Hazır olduğumu sanmıyorum.
Bunun için hazır olduğumdan emin değilim.
Hazır olmadığımı fark ettim.
Her şey için hazırım.
Her izcinin de dediği gibi, önemli olan hazırlıklı olmaktır.
Mecburen ne yaptı? Hazırladı CV'yi gönderdi.
Aslında kendimizi yenilgiye hazırlamıştık.
Ne olursa olsun, ben hazırım.
Dün akşam akşam yemeğini pişirdim.
En kötüsü için hazır mısın?
Eğer istersen sana ikinci bir şans vermeye hazırım.
Akşam yemeği için dört farklı biçimde pişirilmiş kuzu etim vardı.
Onun için hazır değildim.
Kartal kanatlarını açmış, uçmaya hazırdı.
Hazır olduğumdan emin değilim.
Ben zaten hazırım.
Tom Mary'nin hazırladığı yemeğin oldukça iyi olduğunu düşündü.
O misafirlere hazırladığı şeyi nasıl yiyeceklerini gösterdi.
Tom Mary'nin aşkını ya da dostluğunu kabul etmeye hazır değildi.
Ve tüm ihtimallere hazır olmalıyım. Aylaklık edemem. Her şey içgüdüsel olmalı.
Ben onların yapmamı istediği her şeyi yapmaya hazırdım.