Examples of using "Económico" in a sentence and their turkish translations:
Yüksek vergiler ekonomik büyümeyi engelliyor.
Wellbeing Economy Governments'a üye oldular.
hepimiz katıkıda bulunmalıyız.
Tom bir ekonomi araba istedi.
Ekonomik değişime ve çevresel değişime ihtiyacımız var.
Sosyal ve ekonomik olarak da doğru olan bu.
ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni
O kimyasal gübrelerden daha ucuzdur.
Japonya ekonomik güçte Çin'i aşıyor.
Büyük şirketlerin bir ekonomi analistine ihtiyacı vardır.
Biz ekonomik bir otelde kaldık.
Madem ekonomik sistemden bu kadar rahatsızsın
amacı, ekonomik büyümeyi geliştirdiği gibi
Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak
ekonomik büyümemiz yüzde dokuz oranında zirve yapmıştı.
Eğitim için daha fazla para ekonomik büyümeyi teşvik edecek.
Küçük bir araba büyük olandan daha ekonomiktir.
sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.
Hangisi daha önemlidir, ekonomik büyüme mi yoksa çevrenin korunması mı?
Faroe adaları hala Danimarka'nın mali desteğine bağımlı.
Artık ekonomik olmadığı için feribot servisini kapattılar.
Artık bu bir ekonomik sorun değil, sorun burada.
Hapisten çıktığımda, aldığım ilk şey bir ekonomi arabasıydı.
Geceyi ucuz bir otelde geçirdik.
Ekonomi ve kalite karşıt değildir, aynı madalyonun iki yüzüdür.
Böyle bir ekonomik program yoksulların pahasına zenginlere yardımcı olacaktır.