Translation of "Domingos" in Turkish

0.142 sec.

Examples of using "Domingos" in a sentence and their turkish translations:

¿Trabajas los domingos?

Pazar günleri çalışır mısın?

Odio los domingos.

Pazarlardan nefret ederim.

Jugamos los domingos.

Biz pazar günü oynarız.

Trabajo los domingos.

Pazar günü çalışırım.

Los domingos descanso.

Pazar günleri dinlenirim.

Nunca trabajamos los domingos.

Biz pazar günü asla çalışmayız.

¿Qué haces los domingos?

Pazar günleri ne yaparsın?

Solemos jugar los domingos.

Biz pazar günü oynarız.

Los domingos me relajo.

Pazar günleri dinlenirim.

Trabajo incluso los domingos.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazartesi günleri dahil çalışıyorum.

¿Está abierto los domingos?

Pazarları açık mı?

Nos encontramos los domingos.

Pazarları buluşuruz.

- Juego tenis todos los domingos.
- Juego al tenis todos los domingos.

Her Pazar tenis oynarım.

- Trabajo hasta los domingos.
- Trabajo incluso el domingo.
- Trabajo incluso los domingos.

- Ben pazar günü bile çalışırım.
- Pazar günü bile çalışırım.

¿Qué sueles hacer los domingos?

Pazar günleri genellikle ne yaparsın?

Tom nunca cocina los domingos.

Pazar günü Tom asla yemek yapmaz.

¿Esta tienda abre los domingos?

Bu mağaza pazar günleri açık mı?

No trabajo sábados ni domingos.

Ne cumartesi ne de pazar günü çalışıyorum.

Suelo usar vaqueros los domingos.

Pazar günü genellikle kot giyerim.

Nunca estoy libre los domingos.

Pazar günleri asla boş değilim.

- Él juega al golf todos los domingos.
- Él juega al golf los domingos.

O, her Pazar golf oynar.

- No estoy nunca en casa los domingos.
- Nunca estoy en casa los domingos.

Pazarları asla evde değilim.

Él rara vez sale los domingos.

O pazar günü nadiren dışarı çıkar.

Van a la iglesia los domingos.

Onlar pazar günü kiliseye giderler.

¿Qué te gusta hacer los domingos?

Pazar günleri ne yapmak istersin.

Solía jugar al tenis los domingos.

Pazar günü tenis oynardı.

A menudo juego tenis los domingos.

Pazar günü sık sık tenis oynarım.

Voy a la iglesia los domingos.

Pazar günleri kiliseye giderim.

Siempre estoy en casa los domingos.

Pazarları hep evdeyimdir.

Juego al tenis todos los domingos.

Her Pazar tenis oynarım.

Yo lavo la ropa los domingos.

Pazar günleri çamaşır yıkarım.

Me quedo en casa los domingos.

Ben Pazar günleri evde kalırım.

El museo no abre los domingos.

Müze Pazar günleri açık değil.

Solía ir al museo los domingos.

Pazar günü müzeye giderdi.

No estoy en casa los domingos.

- Pazar günleri asla evde değilim.
- Pazarları evde değilim.

Solía ir al cine los domingos.

Pazar günleri sinemaya giderdi.

Los domingos siempre está en casa.

O, Pazar günleri her zaman evde kalır.

Los domingos no voy al colegio.

Pazar günleri okula gitmem.

La biblioteca está cerrada los domingos.

Kütüphane pazar günleri kapalıdır.

Ella raras veces sale los domingos.

O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.

Yumi juega al tenis los domingos.

Yumi pazar günü tenis oynamaktadır.

Solía venir a verme los domingos.

- Pazar günü beni görmeye gelirdi.
- Pazar günleri beni görmeye gelirdi.

Los domingos nunca estoy en casa.

Pazar günleri asla evde değilim.

¿Hay servicio de correos los domingos?

Pazar günü posta hizmeti var mı?

Solía echarme una siesta los domingos.

Pazar günleri çoğunlukla şekerleme yapardım.

La entrada es gratuita los domingos.

Giriş pazar günleri ücretsizdir.

El banco está cerrado los domingos.

Banka pazar günü kapalı.

El teatro solía abrir los domingos.

Tiyatro pazar günleri açardı.

Limpio mi pieza todos los domingos.

Her Pazar odamı temizlerim.

No tienes que trabajar los domingos.

Pazar günleri çalışmak zorunda değilsin.

Los domingos visito a mis abuelos.

Pazar günleri büyük ebeveynlerimi ziyaret ederim.

Mi madre hace galletas los domingos.

Anne pazar günleri kurabiyeler pişirir.

- Él trabaja todos los días excepto los domingos.
- Él trabaja todos los días, excepto domingos.

Pazar hariç her gün çalışır.

- No siempre estoy en casa los domingos.
- No siempre estoy en la casa los domingos.

Pazar günleri her zaman evde değilim.

- No vas a la escuela los domingos, ¿o sí?
- ¿No irás a la escuela los domingos?

Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?

El banco no está abierto los domingos.

Banka, Pazar günleri açık değil.

Ella generalmente está en casa los domingos.

O Pazar günleri genellikle evdedir.

Ellos van a misa todos los domingos.

Onlar her Pazar ibadet ederler.

Él juega al golf todos los domingos.

O, her Pazar golf oynar.

Siempre se queda en casa los domingos.

O, Pazar günleri her zaman evde kalır.

A menudo los domingos voy al centro.

Pazar günü sık sık şehir merkezine giderim.

¿A qué hora te levantas los domingos?

Pazar günleri ne zaman kalkarsın?

Generalmente yo iba al cine los domingos.

Pazar günü genellikle sinemaya giderdim.

Normalmente no tengo que trabajar los domingos.

Ben genellikle Pazar günleri çalışmak zorunda değilim.

¿No vas a la iglesia los domingos?

Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?

Trabajamos todos los días, excepto los domingos.

Biz pazar günleri hariç her gün çalışırız.

Ella solía ir al museo los domingos.

O, pazar günleri müzeye giderdi.

Normalmente Tom y Mary descansan los domingos.

Tom ve Mary genellikle Pazar günleri dinlenirler.

Los domingos no voy a la escuela.

Pazar günü okula gitmem.

Normalmente me quedo en casa los domingos.

Pazar günü genellikle evde kalırım.

Los domingos juego al tenis con Emi.

Pazar günü, Emi ile tenis oynarım.

No siempre estamos en casa los domingos.

Pazar günleri her zaman evde değiliz.

Voy a la iglesia todos los domingos.

Her pazar kiliseye giderim.

Trabaja todos los días menos los domingos.

O, Pazar hariç her gün çalışır.

Ella juega al tenis todos los domingos.

O, her Pazar tenis oynar.

Estamos en contra de trabajar los domingos.

Pazar günleri çalışmaya karşıyız.

Los domingos jugamos frecuentemente a las cartas.

Pazar günü genellikle kart oyunu oynarız.