Examples of using "Dijeron" in a sentence and their turkish translations:
Bunu onlar söyledi.
Onlar ne dedi?
Dediler ki,
Dediler ki,
Onlar nasıl dediler mi?
Evet dediler.
bazıları da şey dedi;
diyenler vardı ya
Hayır dediler.
"Noel'e kadar buradan çıkacağız" diyorlardı.
"Gunit" dediler.
"Evet?" dediler.
onların bir terörist olduğunu söyleyiverdi
Onlar bunun önemli olduğunu söyledi.
Bir şey söylemediler.
Onlar sebebi söylemediler.
Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söyledi.
çünkü atalarımız ne demiş?
Bize denileni yaptık.
Onlara söyleneni yapmışlar.
O, ona söylenildiği gibi yaptı.
Onların ne dediklerini biliyorum.
Onların söylediğine inanıyorum.
Onlar ne olduğunu söylediler?
Onlar burada beklememi söyledi.
Öyle yapman sana söylendi mi?
Onlar dövüşmeyeceklerini söylediler.
Meşgul olmadıklarını söylediler.
Sonra, tüm bu hataları görmezden gelip
çok yorulacağını anlattılar
aman aman herkes kaldırsın dendi
O, ona söylenilmiş olanı yaptı.
Bana bir süre beklemem söylendi.
Onun nereli olduğu bize söylenmedi.
Bana yardım edebileceğin söylendi.
O söyleneni yaptı.
Çocuklar, senin burada olduğunu söyledi.
Bana güvenilir olduğun söylendi.
Tom'un burada olacağını bana söylendi.
Herkes hatalı olduğumu söyledi.
Bize onu yapmamamız söylendi.
Beni ondan sonra çağırdılar.
Ona onun onların tutsağı olduğunu söylediler.
Onlar bana arabada kalmamı söyledi.
Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.
Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
ve bana şunları söylediler:
Simpsons'ların dediği doğru mu çıkacak?
Onun iddiasının yanlış olduğunu söylediler.
Onların sana söylediği doğru değil.
Onu bana birkaç gün önce söylediler.
Bana Tom'un Fransızca konuşamadığı söylendi.
O onların söylediğini kabul etti.
Bize söyledikleri her şeye inandım.
Onlar senin işten atıldığını söylediler.
Bana onu yapamadığım söylendi.
Onun utanç verici bir biçimde davrandıklarını söylediler.
Sana arabanı nereye park edeceğin söylendi mi?
Onlar bana doktora gitmem gerektiğini söyledi.
İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.
Ward ve Brownlee daha fazla olabileceğini söyledi.
Otelim seni aramamı söyledi.
Bana Tom'un telefon numarasını bildiğin söylendi.
Bana yapmam söylenilen her şeyi yaptım.
John söylenildiği gibi evde kaldı.
Kaçakçılardan korkmadıklarını söylediler.
Ne zaman burada olman gerektiği sana söylendi mi?
Yetim çocuklara yaramazlık yapmamaları söylendi.
Şöyle dediler: "Şimdi diğer dokuz delikte de oynayacağız."
bana o gün bir tarih yazıldığı söylendi.
Vikipedi yazılarının bana söylemediği şey,
ve diyorlardı ki biri acı çekerse öteki de çeker
bu öğretmenler durumu idari amirlerine de söylemiş
Geçenlerde Tom'a kanser olduğu söylendi.
Dün bana Kohei Tanaka'ya benzediğim söylendi.
Sadece sana söylenildiği gibi yapmak zorundasın.
Depolama maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söylediler.
onları ziyaret etmeyi teklif ettim ve kabul ettiler.
ve bir ayakkabı ördüklerini söylediler.
Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?
Onun söylediği ile ilgili bir tek kelime anlayamadım.
Ebeveynlerim dizlerinin üstünde yürümenin kötü şans olduğunu söyledi.
Onun arkadaşları onun herkesin önünde dışarı çıkmaktan hoşlanmadığını söyledi.
Tom ve Mary yalnız bırakılmak istediklerini söylediler.
Onun ebeveynleri onun üniversiteye gitmesi gerektiğini söyledi.
Bay Wilson'ın durumunun değişmediğini söylediler.
Onlar bunun uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu söylediler.
Bu insanlar savaşın bir iç savaş olduğunu söyledi.
Onun ayağa kalkması söylendi ve o çok yavaş yaptı.
aile yabancılaşmasına en iyi aday olduğumuzu söylediler.
Teknoloji yayınları bir tsunaminin geldiğini söyledi bize.
Söylenileni yapmaktan başka seçeneği yoktu.