Examples of using "Desafortunadamente" in a sentence and their turkish translations:
Ne yazık ki
düzen? malesef...
Ne yazık ki yağmur yağdı.
Ne yazık ki bu bir aldatmaca.
Ne yazık ki doğru.
Maalesef, rapor doğrudur.
Ne yazık ki istediğin bizde yok.
Ne yazık ki okul sistemlerimiz...
yine insan malesef
fakat yaşamsal olarak malesef değil
Maalesef, Nancy haklıydı.
Ne yazık ki, o yoktur.
Ne yazık ki hiç para kazanmıyorum.
Genel olarak düşündüğümüzde ise böyle bir şey maalesef ama maalesef yok
biz ise malesef bir film yapmıyoruz
Maalesef bilgi doğru.
Ne yazık ki bugün vaktim yok.
Ne yazık ki, o gerçek.
Ne yazık ki konu o değil.
Ne yazık ki, onu yanınızda getiremezsiniz.
Maalesef 1980'lerden itibaren
Günümüzde dahi hala görememekteler maalesef
Ne yazık ki, etrafta kimse yoktu.
Ne yazık ki yanımda hiç param yok.
Ne yazık ki, bütün eğlenceyi kaçırdım.
Sana inanıyorum ama ne yazık ki Tom inanmıyor.
Çorba soğumuş maalesef.
Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
şimdiki çocuklar malesef daha şanssız
hiçbir şeyi ama neredeyse hiçbir şeyi kayıt etmemişiz malesef
Hepsine burada yer veremiyoruz maalesef
Ne yazık ki telefon bozuk.
Ne yazık ki, onun başarılı olacağına inanmıyorum.
Ne yazık ki, onu senin için yapamam.
Ne yazık ki filler iyi şarkı söyleyemez.
Ama bu dediğiniz şeylerle maalesef alakası
Virüs dolaşmıyor insanlar dolaşıyor maalesef
Ne yazık ki kaleyi görme şansım yoktu.
bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef
Maalesef bugün yağmur yağıyor.
Fakat sizler de maalesef benim de düz dünyayı savunduğumu düşündünüz
Ve bu iki dahinin ortak yaptığı çalışma malesef yok
Ben bu saati satın almak istiyorum ama ne yazık ki fazla pahalı.
Bu iddiaları destekleyici delillere maalesef ulaşamıyoruz
Maalesef, Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Ve empati kurmak zorunda kalmazsak maalesef çoğumuz empati kurmuyor.
Ama biz yapmadığımız için o 5 litre yağ 400 lira da olur maalesef
Hepinizle birlikte sinemaya gelirdim ama ne yazık ki bir baş ağrım vardı.
Tom ne olacağını görmek için takılmak istiyordu. Ne yazık ki, gitmek zorunda kaldı.
- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.
dilimizi malesef, batı ve Arap kültüründen harmanlaşarak garip garip kelimeler almışız
artık karınlarını doyurabilmek için malesef şehir merkezlerine gelmek zorunda kalıyorlar
her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef
Bir insanın hayatında beş trajedi vardır. Ne yazık ki, onların hangileri olduğunu bilmiyorum.
Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.
anadoludan İstanbul'a tayini çıkmış ve maaşı İstanbul'da yaşamak için yetmiyor malesef
Tom Mary'nin partisine katılmayı isterdi. Maalesef, yapmak zorunda olduğu başka şeyler vardı.
Maalesef babam evde değil.