Examples of using "Conversar" in a sentence and their turkish translations:
Konuşmak istiyorsan, konuşalım.
Sen ve ben konuşabilir miyiz?
Konuşmak istiyoruz.
Burada konuşabilirsin.
Siz konuşmayı sever misiniz?
Belki konuşabiliriz.
Konuşabilir miyiz?
- Sohbet yerine çalışın!
- Konuşmak yerine çalışın!
Gerçekten benimle konuşmak istiyor musun?
Onunla sohbet etmek güzeldi.
Kız arkadaşımla konuşmaktan zevk aldım.
Konuşmayı severim.
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
Tom'la konuşmak bile istemiyorum.
Biz konuşmaktan hoşlanıyoruz.
Tom konuşmak için Mary'yi eğlenceli buldu.
Ofisimde konuşmak ister misin?
Keşke seninle kalmak ve konuşmak için zamanım olsa.
Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
Eğer konuşmak istersen beni nerede bulabileceğini biliyorsun.
Yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyaçları vardır.
arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak
Şu anda meşgulüm ancak öğle yemeği sırasında konuşabiliriz.
Görüşmek zorunda olduğumuz çok önemli bir şeyimiz var.
Görüşecek biraz işim var.
Seninle konuşmak istiyorum.
Tom'un Mary ile konuşması gereken bir şey vardı.
Böyle şeylerden konuşabileceğim arkadaşlarım yok.
Tom'un gerçekten istediği konuşabileceği iyi bir arkadaştı.
Otobüs hareket halindeyken yolcular şoförle konuşmamalıdır.
Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
Keşke seninle konuşmak için daha fazla zamanım olsa.
Tom'un şimdi seninle konuşmak için zamanı yok.
Onunla sohbet etmek istiyorum, sarılmak ve onu sevmek istiyorum bunlar da gerçekleşmeyecekse bırakın da öleyim.
Sadece "evet" ve "hayır" diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.