Examples of using "Conciencia" in a sentence and their turkish translations:
Onun açık bir bilinci vardı.
Tom bilincini kaybetti.
Benim vicdanım temiz.
Vicdanım beni rahatsız ediyor.
Onun açık bir bilinci vardı.
Kanaate dayalı bir karar verdim.
- O, işini titizlikle yaptı.
- O, işini özenle yaptı.
- Tom bilincini kaybediyor.
- Tom bayılıyor.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.
Bu fotoğrafı yaratmak bilincimi açtı.
Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.
birazcık bile vicdanı olan insanların
Vicdanında yalanını tarttı.
Hayat bir bilinç halidir.
Bu ön yargılarımın farkına varmak demek.
sosyal olarak hoşa giden yollar bulmamız gerekiyor.
Daha derinlerde, bir şey bilinçaltınıza işlemiş,
Bilinç varlığın ön koşuludur.
Vicdanımız dışında her şeyden kaçabiliriz.
Ben kendime geldiğimde kendimi hastanede buldum.
bu şimdi yapay zekânın ne olduğu,
Onun hakkında vicdan azabım var.
O bilincini tekrar kazandı ve konuşabildi.
Çünkü değişimin ilk adımı bilinçliliktir.
Onun evi haftada bir kez tamamen temizlenir.
Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Tanrı altın bir tahtta bulutların içinde yalnız oturan sınırlı bir kişi değildir. Tanrı her şeyin içinde yaşayan saf Bilinçtir. Bu gerçeği anlamak için, herkesi eşit kabul etmeyi ve sevmeyi öğrenin.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.