Translation of "Collar" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Collar" in a sentence and their turkish translations:

¡Es su collar!

Bu onun tasması!

Qué collar tan bonito.

Hoş bir kolye.

Que pasa con el collar

Ya yapışın yakasına

Ese es un collar hermoso.

O güzel bir kolye.

El collar irritó su cuello.

Yaka onun boynunu yıprattı.

Tom lleva puesto un collar ortopédico.

Tom boyun desteği takıyor.

Este collar es una reliquia familiar.

Bu gerdanlık bir aile yadigarı.

El collar del perro es rojo.

Köpeğin tasması kırmızı.

Tom hizo un collar para Mary.

Tom, Mary için bir kolye yaptı.

- Tom le puso a su perro un collar para las pulgas.
- Tom le puso a su perro un collar antipulgas.
- Tom le puso un collar antipulgas a su perro.

Tom köpeğine bir pire tasması taktı.

Este collar es igual al que perdí ayer.

Bu, dün kaybettiğim kolyenin aynısı.

Quiere comprar un collar de perlas para su mujer.

O, karısı için bir inci kolye satın almak istiyor.

Tomás le compró a María un collar de diamantes.

Tom, Mary'ye elmas bir kolye satın aldı.

Quizás el collar se atoró en una roca o algo.

Belki de tasması bir kayaya falan takılmıştır.

Tom vendió el collar de María a muy bajo precio.

Tom, Mary'nin kolyesini çok düşük bir fiyatla sattı.

El collar de Jane es un regalo de su abuela.

Jane'in kolyesi ona büyükannesinden bir hediye.

Probablemente sea Tom el que le robó el collar a Mary.

Tom muhtemelen Mary'nin kolyesini çalan kişidir.

Tal vez Tom fuera quien le robó el collar a María.

Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.

Tom vendió el collar de Mary a un muy bajo precio.

Tom kolyeyi Mary'ye çok düşük bir fiyatla sattı.

Este collar es tan bonito que me gustaría comprárselo a mi esposa.

Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.

Le di a mi hermana un collar de perlas para su cumpleaños.

Kız kardeşime doğum gününde bir inci gerdanlık verdim.

Tom dice que no sabe dónde Mary compró el collar de perlas.

Tom Mary'nin inci kolyesini nereden satın aldığını bilmediğini söylüyor.

Tom es la única persona que podría haber robado el collar de Mary.

Tom Mary'nin kolyesini çalmış olabilecek tek kişidir.

¿Qué prueba tienes de que fue Tom el que robó el collar de tu madre?

Senin annenin kolyesini çalanın Tom olduğuna dair hangi kanıtın var?

¡Orna tu cuello con un brillante collar, tu pecho con una radiante fíbula, tu frente con una diadema de flores!

Boynunu parlak bir kolyeyle, göğsünü ışıl ışıl bir broşla, alnını çiçekten bir taçla süsle!

Al sufrir cualquier tipo de accidente lo primero que buscan los médicos es un brazalete, collar o algún accesorio que pueda brindar cierta información sobre el paciente.

Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır.