Translation of "Familiar" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Familiar" in a sentence and their turkish translations:

Suena familiar.

O, tanıdık geliyor.

- Esto suena familiar.
- Esto se me hace familiar.

Bu tanıdık geliyor.

A planificación familiar,

bir Aile Planlaması Merkezine,

Eso sonaba familiar.

Tanıdık geliyor.

Me pareces familiar.

Tanıdık görünüyorsun.

Eso suena familiar.

O tanıdık geliyor.

¿Te resulta familiar?

Tanıdık geldi mi?

Me resulta familiar.

O, tanıdık görünüyor.

- Tu rostro me resulta familiar.
- Tu rostro me parece familiar.

Sizin yüzünüz bana tanıdık.

El proverbio es familiar.

Atasözü tanıdık.

¿Esto te parece familiar?

Bu bir şey çağrıştırıyor mu?

Su nombre suena familiar.

Onun adı tanıdık geliyor.

- Tu nombre me suena familiar.
- Me suena tu nombre.
- Tu nombre me resulta familiar.
- Su nombre me resulta familiar.

- İsmin yabancı gelmiyor.
- İsmin tanıdık geliyor.

El cuento nos es familiar.

Masal bizim için tanıdıktır.

Su nombre nos resulta familiar.

Onun adı bize tanıdık geliyor.

Tu nombre me es familiar.

Adınız bana tanıdık geliyor.

Esto me suena un poco familiar

Bu bana biraz tanıdık geldi

El dicho nos es muy familiar.

Deyiş bize oldukça tanıdık.

Él abandonará pronto el domicilio familiar.

O yakında anne ve babasının evini terk edecek.

Este collar es una reliquia familiar.

Bu gerdanlık bir aile yadigarı.

Esto ha incrementado el ingreso familiar.

Bu, ailenin gelirini artırdı.

El nombre del autor nos es familiar.

Yazarın adı bize tanıdık.

El nombre del lugar nos es familiar.

Mekanın ismine aşinayız.

Mis padres vienen de un entorno familiar pobre

Ailem, Nijerya’nın güneydoğusundaki

Por fin, la cachorra oye una llamada familiar.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Porque este trabajo familiar de limpiarlo sale caro.

Çünkü bu temizleme işlemi pahalıya patlıyor.

Mi padre criaba cabras para complementar el ingreso familiar.

Babam ailemizin gelirini artırmak adına keçiler beslerdi.

Porque la estructura familiar es más robusta en nosotros.

Bizde aile yapısı daha sağlam olduğu için

Y convertirse en un defensor de la atención familiar.

ve aile yanı bakımı desteklemek.

Y vi una cara familiar en la puerta de abajo.

ve aşağıda tanıdık bir isimle karşılaştım.

Ella no tiene ningún amigo ni familiar que la cuide.

Ona bakacak hiçbir arkadaşı ya da akrabası yok.

Nos dijeron que éramos los candidatos ideales para el distanciamiento familiar.

aile yabancılaşmasına en iyi aday olduğumuzu söylediler.

Tom encontró varios secretos embarazosos cuando estaba investigando su historia familiar.

Tom ailesinin geçmişini araştırırken şaşırtıcı sırlar buldu.

Sino en las charlas que discurrían en torno a la mesa familiar.

ailemin yemek masasındaki sohbetleri yatıyor.

Los turnos de trabajo pueden ser sumamente perjudiciales para la vida familiar.

Çalışma vardiyaları aile hayatı için son derece yıkıcı olabilir.

Para así poder disfrutar los primeros años de la vida familiar, incluso yo.

aile yaşamının tadını çıkarmak için işi tamamen bıraktığını gözlemliyorum.

- Muchos japoneses están familiarizados con esta melodía.
- Esta melodía les resultará familiar a muchos japoneses.

Bu melodi birçok Japona tanıdıktır.

Él transformó su pequeño negocio familiar en una empresa altamente rentable con más de 200 empleados.

O, küçük aile işletmesini, 200'den fazla çalışanı ile son derece kârlı bir şirkete dönüştürdü.

Lo trató con tanta sospecha que se fue a la finca familiar de su esposa en Baviera.

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

Los planes para unirse al negocio familiar se vieron frustrados por la Revolución Francesa, cuando Suchet, un

Aile işine katılma planları, ateşli bir cumhuriyetçi olan Suchet'in Lyon Ulusal Muhafızlarının süvarisine katılmasıyla

- Dividiremos la gran extensión del terreno familiar alícuotamente entre nuestros hijos.
- Dividiremos equitativamente la gran extensión de terreno familiar entre nuestros hijos.
- Segregaremos la amplia extensión de terreno de la familia en partes iguales entre nuestros hijos.

Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.

Creo que se basa en la memoria familiar, y las personas que no saben leer ni escribir suelen tener

Bence bu aile hafızasına dayanıyor ve okuyamayan ve yazamayan insanların çoğu zaman