Examples of using "Lleva" in a sentence and their turkish translations:
O gözlük takıyor.
O külotlu çorap giyiyor.
Bunu taşıyın.
O bir şapka takmıyor.
O gözlük takıyor.
O saçlarını açar.
Üç haftadır hasta.
Tom jartiyer giyiyor.
Sıcak giysiler giyin.
Yanınıza birkaç peçete alın.
O bir şapka giymiyor.
O, çok makyaj yapar.
O bir şapka takıyor.
- Eldiven giyiyor.
- Eldiven giymiş.
- Eldiven takmış.
- Elinde eldiven var.
O fıkralar anlatır.
Tom bir peruk takıyor.
Her zaman kravat takar.
Tom gözlük takıyor.
Bu zaman alır.
O gözlük takar.
Bakalım bu nereye çıkıyor.
İyileşme de ayrıca zaman alıyor.
O her zaman siyah gözlük takar.
O, kalın gözlük takar.
Adam gözlük takıyor.
Tom her zaman bir silah taşır mı?
Mary bir karpuz taşıyor.
Tom önde.
Tom ne giyiyor?
O yüksek topuklu giyiyor.
Uzun sürmez.
Mary çok makyaj yapıyor.
- O bir kilt giyiyor.
- O bir İskoç eteği giyiyor.
O siyah bir şapka takıyor.
Bu güveçte ne var?
- Ne kadar süredir evlisin?
- Kaç yıllık evlisiniz?
Tom'u içeri götür.
Biletlerin var mı?
O, şimdi on saattir uyuyor.
O bir günlük tutar.
Tom beyaz çorap giyiyor.
Ne kadar zamandır kusuyorsunuz?
O açık mavi bir takım elbise giyiyor.
O, onunla iyi geçinir.
Oda uzun süredir boş.
Karım mavi bir elbise giyiyor.
O, değerli bir yüzük takıyor.
Onunla iki yıldır evli.
bu virüsü taşır aslında
Hiromi yeni bir elbise giyiyor.
Tom benden iki yıl kıdemlidir.
O, bir saattir bekliyor.
O güneş gözlüğü takıyor.
O güzel bir şapka takıyor.
Tom ceketini giyiyor.
Tom'u eve götür.
Tom uzun süredir hasta.
Mary göz farı sürüyor.
O her zaman koyu giysiler giyer.
O, çorap ve ayakkabı giyer.
Uzun kadın kot pantolon giyiyor.
Yanınızda kaç para var?
Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.
O, Pazar gününden beri hastadır.
Mary 36 haftalık hamile.
O bir broş takıyor.
Bu trenin bir yataklı vagonu var mı?
O işini çok iyi yönetir.
Tom şu anda üç saattir beklemektedir.
Tom'u yüzmeye götür.
Evin yıllardır boş bulunuyor.
Bu yol parka gider.
Bu cadde nereye götürür?
Mary nadiren elbise giyer.
Mavi tişörtü kim giyiyor?
Kim güneş gözlüğü takıyor?
Arabayı garaja getir.
Tüm insanlar yelpaze taşıyorlar.
Tüm insanlar şemsiye taşıyorlar.
O beş yıldır ölüdür.
Aylardır iş arıyor.
O on yıldır onunla evli.
Hangi yolun evime götürdüğünü biliyor musun?
çaba ve ödev ister.
Annem şimdi remisyonunun üçüncü yılında.
Altındaki uzun halatın ucunda bir şey var.
Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.
May bir yıldır Japonya'dadır.
Hangi tren bizi Kamakura'ya götürür?
Takeshi İngilizce bir günlük tutar.
Bu yol istasyona götürür.
Aktris her zaman pahalı mücevherler takıyor.
Çocuğu yatır.
Onunla iki yıldır evli.