Examples of using "Cónsul" in a sentence and their turkish translations:
Bunun yerine eski konsül Marcus Minucius Rufus'u kendisine verdiler.
karşı kazandığı büyük zaferde önemli bir rol oynadı
Fransa'nın yeni Birinci Konsolosu Napolyon Bonaparte'a yazdığı raporda Masséna, "Yargı
baldızı Aimée Leclerc ile evlenmeye teşvik ederek Davout'u Birinci Konsolos'un geniş ailesine kattı.
Belçikalı konsolosu bizi ülkesinin büyükelçiliğine yakın bir restoranda çaya davet etti.