Translation of "Armario" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Armario" in a sentence and their turkish translations:

Miré en el armario.

Ben dolaba baktım.

Tom abrió el armario.

Tom dolabı açtı.

Escóndete en el armario.

Dolaba saklan.

Necesito un nuevo armario.

Yeni bir elbise dolabına ihtiyacım var.

Están escondidos en el armario.

Onlar dolapta saklanıyor.

Laura decidió salir del armario.

Laura dışarı çıkmaya karar verdi.

¿Qué hay en ese armario?

O dolapta ne var?

Pon eso en el armario.

Onu dolaba koy.

Este armario ocupa demasiado espacio.

Bu şifoniyer çok yer kaplar.

El mantel está en el armario.

Masa örtüsü dolapta.

Abre el armario con esta llave.

Dolabı bu anahtarla aç.

Pon la escoba en el armario.

Süpürgeyi dolaba koy.

Cuelga tu traje en el armario.

Takım elbisenizi dolaba asın.

Ella eligió un vestido azul del armario.

Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.

Estoy pegando una imagen en el armario.

Dolabın üstüne bir resim yapıştırıyorum.

Es tiempo de abrir el tercer armario.

Üçüncü gardırobu açmanın zamanı geldi.

Con esta llave abra usted el armario.

Dolabı bu anahtarla aç.

Andy colgó su camisa en el armario.

Andy gömleğini dolaba astı.

Busqué en mi armario algo para ponerme.

Giyecek bir şey için dolabıma baktım.

Tom limpió el armario en su dormitorio.

Tom yatak odası dolabını temizledi.

El ladrón encerró al niño en el armario.

Hırsız çocuğu dolaba kapattı.

Tom encerró a su hermana en el armario.

Tom kız kardeşini dolaba kilitledi.

Poné estos platos en el armario, por favor.

Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.

Tom sacó la escoba del armario del vestíbulo.

Tom salon dolabından süpürgeyi çıkardı.

Tom tiene un armario grande en su dormitorio.

Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.

María tiene un armario transitable para la ropa.

- Mary'nin bir gömme gardırobu var.
- Mary'nin bir giyinme odası var.

No tenemos ni un armario ni unas estanterias.

Ne bir gardırobumuz, ne de kitap rafımız var.

En el armario, hay ... no voy a decir lo que está en el armario; eso permanece como mi gran secreto.

Dolapta, vardır...Dolapta ne olduğunu söylemiyorum; o benim büyük sırrımdan arta kalandır.

Tomás cerró de un portazo la puerta del armario.

Tom dolabın kapısını çarparak kapattı.

¿Tom ya ha buscado su bola en el armario?

Tom zaten dolaptaki topunu aradı mı?

Colgué mi abrigo en el armario de la entrada.

Ceketimi salondaki dolaba astım.

- Mary miró en su armario tratando de encontrar algo adecuado para ponerse.
- Mary buscó en su armario algo adecuado que ponerse.

Mary giyecek uygun bir şey bulmaya çalışarak dolabına baktı.

Voy a desocupar este armario para que usted lo use.

Kullanabilmen için bu dolabı boşaltacağım.

Abre el armario a la izquierda. Las botellas están allí.

Soldaki dolabı aç. Şişeler orada.

Abre el armario de la izquierda, allí están las botellas.

Dolap kapağını sola doğru açın , şişeler oradadır.

Por favor, coloca el recogedor en el armario de las escobas.

Lütfen faraşı süpürge dolabına koy.

Tom tiene un armario lleno de trofeos que ganó en competencias.

Tom'un yarışmalarda kazandığı kupalarla dolu bir dolabı var.

Los secuestradores amordazaron a Tom y lo encerraron en un armario.

Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.

Tom sacó una de las camisas del armario y se la puso.

Tom gömleklerinden birini dolaptan çıkardı ve onu giydi.

Si te levantas sobre este taburete, puedes alcanzar lo alto del armario.

Taburenin üstünde durursan, dolabın tepesine yetişebilirsin.

Encontré algunas fotos antiguas de la familia cuando estaba limpiando el armario.

Ben dolabı temizlerken bazı eski aile fotoğraflarına rastladım.

El armario de una mujer no está completo sin un pequeño vestido negro.

Küçük siyah bir elbise olmadan bir kadının dolabı tam değildir.

- Tom se está escondiendo en el clóset.
- Tom se está escondiendo en el armario.

Tom dolapta saklanıyor.

Busqué algo para ponerme en mi armario, pero no pude encontrar nada apropiado para la ocasión.

Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.