Examples of using "Ponga" in a sentence and their turkish translations:
Yazılı olarak koyun.
Bu paketi kenara koyun.
Her şeyi bir taksiye koy.
- Ne giymemi istiyorsun?
- Ne giymemi istiyorsunuz?
Bunu nereye koymamı istersin?
Bu valizleri nereye koymamı istiyorsun?
Kendini kontrol et. Heyecanlanma.
Sebzeleri süzgece koyun.
Yatağa iki battaniye koyun.
Onu masaya koyma.
Ellerini arabanın üzerine koy.
Konsolun üstüne herhangi bir nesne koymayın.
Şemsiyenin altına girmeme izin ver.
Güneş batıncaya kadar resmi yapmaya devam edeceğim.
Lütfen onu masaya koyma.
Lütfen bunu masaya koyma.
pramit'in içerisine pis su koy arınarak çıksın
Penseyi alet kutusuna koy.
Bunu masaya koymamı istiyor musun?
Lütfen Bayan Suzuki'yi telefona alın.
Parantez içindeki kelimeleri kısaltılmış şekle koyun.
O ne giyerse giysin güzeldir.
Tom Mary'nin önüne koyduğu şeyi yer.
Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
Güneş batmadan önce, gideceğimiz yere varacağız.
Mazareti ne olursa olsun, onu affedemem.
Her şeyi sepetime koy.
Elbiselerimi benden başka birinin giymesini istemiyorum.
Mary Tom'un onun sırtına güneş losyonu çalmasını istedi.
Üstüne biber ister misiniz?
Tom yoluna çıkan herkesi öldürür.
Tom'u ona yatır.
Tom ne giyerse giysin, her zaman muhteşem görünür.
15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.
Tom Mary'nin masaya koyduğu her şeyi yer.
O botları giymemi istiyorsan o botları giyeceğim.
Kocası onun onun önüne koyduğu her şeyi yer.
Lütfen bunu İngilizceye çevir.
Kitabı bulduğun yere koy.
Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış.
Çorbaya daha fazla tuz koy.
Arabadan çık ve ellerini arkana koy.
Sanırım onunla bağlantı kurmamın zamanıdır.
Bahaneler üretme.
Belki benim torunum Mars'a ayak basan ilk kişi olacak.
Radyonun sesini biraz aç.
Bunu güvenli bir yerde sakla. Ona kimsenin dokunmasını istemiyorum.
Kitabı rafa geri koy.
Lütfen kitabı rafa koy.
Kitabı üst rafa koy.