Translation of "Amabilidad" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Amabilidad" in a sentence and their turkish translations:

- Te agradecemos tu amabilidad.
- Os agradecemos vuestra amabilidad.

Nezaketin için teşekkür ederiz.

- Nunca olvidaré tu amabilidad.
- Nunca olvidaré su amabilidad.

Nezaketini asla unutmayacağım.

Aprecio su amabilidad.

Ben nezaketin için teşekkür ederim.

La amabilidad exige coraje".

İyilik için de cesaret gerekir.''

Me conmovió su amabilidad.

Onun nezaketi beni etkiledi.

Nunca olvidaré tu amabilidad.

Ben senin nezaketini asla unutmayacağım.

- Su gentileza me conmovió.
- Su amabilidad me conmovió.
- Me conmovió su amabilidad.

Onun kibarlığı beni etkiledi.

Tuvo la amabilidad de invitarme.

O, beni davet etmek için yeterince nazikti.

Le agradezco mucho su amabilidad.

Ben nezaketiniz için çok teşekkür ederim.

No puedo olvidar su amabilidad.

Onun nezaketini unutamam.

Muchas gracias por tu amabilidad.

Bütün iyiliğin için çok teşekkür ederim.

Pero me muestran amabilidad y compasión.

Sizler ise bana büyük merhamet ve incelik gösteriyorsunuz.

Agradezco la amabilidad de los extraños.

Yabancıların iyiliği için minnettarım.

Tengo muy en cuenta tu amabilidad.

İyi yürekliliğinin oldukça farkındayım.

No podemos confiar en su amabilidad.

Onun nezaketine güvenemezsin.

Respondió a las preguntas con amabilidad.

O soruları nazikçe cevapladı.

Amabilidad, curiosidad, empatía, un sentido de propósito.

Nezaket, merak, empati, bir vizyon.

Él tuvo la amabilidad de mostrarme el camino.

Bana yolu gösterecek kadar nazikti.

Él tuvo la amabilidad de llevarme al hospital.

O beni hastaneye götürme nezaketini gösterdi.

Habló de su amabilidad y de su humildad.

Onun nezaket ve alçak gönüllülüğünden bahsetti.

Ella tuvo la amabilidad de darme un buen consejo.

Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.

Vacía de egoísmo, pero repleta de amor, paciencia y amabilidad.

o diğerkâmlık, sevgi, sabır ve nezaket.

Tuvo la amabilidad de prestarme su coche cuando el mío se descompuso.

Arabam bozulduğunda, kendi arabasını ödünç verme nezaketini gösterdi.

- ¡Por favor dígalo otra vez!
- ¡Dilo otra vez, por favor!
- Por favor tenga la amabilidad de decírmelo otra vez.

Lütfen onu yeniden söyleyin!

- Deme la cuenta, por favor.
- ¡La cuenta, por favor!
- Quisiera la cuenta por favor.
- Tenga la amabilidad de traerme la cuenta.

- Hesap, lütfen.
- Bana hesabı getir, lütfen.
- Hesabı istiyorum lütfen.