Translation of "Ahorrar" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Ahorrar" in a sentence and their turkish translations:

Debe ahorrar energía.

Enerjisini muhafaza etmeli.

Debemos ahorrar electricidad.

Elektriği tasarruf etmeliyiz.

Necesito ahorrar dinero.

- Para biriktirmem lazım.
- Para biriktirmem gerekiyor.

Intento ahorrar dinero.

Para tasarruf etmeye çalışıyorum.

Tenemos que ahorrar.

- Tasarruf yapmak zorundayız.
- Tasarruf etmek zorundayız.
- Kemer sıkmak zorundayız.

- Utilizamos el ordenador para ahorrar tiempo.
- Usamos el computador para ahorrar tiempo.

Zaman kazanmak için bilgisayar kullandık.

Voy a ahorrar más dinero.

Biraz daha para biriktireceğim.

Y les ayudamos a ahorrar dinero,

Onlara paradan tasarruf etmelerinde

Sin trabajo, no puedo ahorrar dinero.

İş olmazsa, hiç para biriktiremem.

Como estoy desempleado no puedo ahorrar.

İşsiz olduğum için hiçbir şey tasarruf edemiyorum.

Ella trabajó duro para ahorrar dinero.

Para biriktirmek için çok çalıştı.

En cambio, preferiría que empezáramos a ahorrar.

Yani, bunun yerine tutumlu olmaya başlasak.

Debemos recortar nuestros gastos para ahorrar dinero.

Para biriktirmek için masrafları kısmalıyız.

Tenía la esperanza de ahorrar más dinero.

Biraz daha para biriktirmeyi ummuştum.

A ellos no les interesa ahorrar dinero.

Onlar para tasarrufuyla ilgilenmiyor.

Te voy a ayudar a ahorrar tiempo.

Bira zaman tasarrufu yapmana yardım edeceğim.

Él trabajó incansablemente para ahorrar más dinero.

Daha fazla para biriktirmek için sıkı çalıştı.

Tom no comprende el valor de ahorrar.

Tom tasarrufun değerini anlamıyor.

Usar un ordenador te puede ahorrar tiempo.

Bilgisayar kullanmak size zaman kazandırabilir.

Su objetivo en la vida es ahorrar dinero.

Onun hayattaki amacı para biriktirmek.

- Tenemos que ahorrar agua.
- Debemos reservar el agua.

Suyu korumak zorundayız.

Ella está tratando de ahorrar todo lo posible.

O mümkün olduğunca çok para biriktirmeye çalışıyor.

Tu ayuda nos va a ahorrar mucho trabajo.

Senin yardımın bizi bir sürü işten kurtaracak.

Tom vuela en clase económica para ahorrar dinero.

Tom paradan tasarruf etmek için ekonomi sınıfında uçar.

Y uno se podría ahorrar un montón de dinero.

Ve çok para tasarruf edebilirsiniz.

Si quieres una bicicleta nueva, mejor empieza a ahorrar.

Yeni bir bisiklet istiyorsan tasarruf yapmaya başlasan iyi olur.

Dado que no tengo trabajo, no puedo ahorrar dinero.

Bir işim olmadığı için, para biriktiremiyorum.

Cada mes intento ahorrar el 10% de mi sueldo.

Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.

Siempre deberías ahorrar dinero para cuando vengan las vacas flacas.

Kötü bir gün için her zaman para biriktirmelisin.

Si quieres seguridad en tu vejez, empieza a ahorrar ya.

Yaşlandığında güvenlik istiyorsan, şimdi biriktirmeye başla.

Algún día te vas a dar cuenta de la importancia de ahorrar.

Bir gün tasarrufun önemini anlamak için geleceksin.

Mary le aconsejó a Tom ahorrar un poco de dinero cada mes.

Mary Tom'a her ay biraz para biriktirmesini tavsiye etti.

- Ellos están ahorrando para adquirir una casa.
- Ahorrar su dinero para la adquisición de una casa.

Bir evi satın almak için onlar paralarını tasarruf ediyorlar.